Mart ayı içerisinde yapılan kongre sonucunda Tarsus İdmanyurdu kulübü başkanlığına getirilen Harun Şahin Kırbıyık, basın kuruluşlarını ziyaret programında bize de uğradı. Yani Akdeniz Gazetesi’ni de ziyaret etti.
Mesai arkadaşları ve kulüp yöneticilerinden Salih Erdoğan’ın da hazır bulundukları ziyaret sırasında Kırbıyık’ı yorgun ve birazda yılgın gördüm. Tarsus ve Tarsusluları çok sevdiğini, TİY vesilesiyle de olsa Tarsus kentine hizmet vermek istediğini söyleyen Harun Şahin Kırbıyık, Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan’dan genel olarak memnun olduğunu ancak biraz daha şefkatli davranmasının daha olumlu sonuçların doğmasına yeteceğini belirterek şöyle devam etti:
“Göreve başladığım günden günümüze kadar TİY camiasında her şeyin çok iyi gittiğini söylememiz elbette mümkün değildir. Kulübün ekonomik sorunu yok ama daha çok huzura ihtiyacı var. Belediye Başkanımızın biraz daha duyarlı olması her şeye fazlasıyla yetecektir.
Gelecek yıllar için çok güzel duygular içerisindeyim. İlk etapta Tarsus İdmanyurdu’nu 1. Lige yükseltebilmekten büyük mutluluk duyacağımı belirtmek isterim. Belirlediğimiz hedefe ulaşacağımıza inanıyorum. Belirlenen hedef ne olursa olsun önce huzuru tesis etmemiz gerekiyor.”
Yaptığımız sohbette özünde çok şey anlatmak isteyen ancak belli konuları da geleceğe taşımak arzusu içerisinde olduğunu gördüğüm Başkan Harun Şahin Kırbıyık’ın çok rahat olmadığını da sezdiğimi belirtmek isterim.
Tarsus İdmanyurdu kulübü yaşadığımız Tarsus kentinin özeli ve önemidir. Bunu unutmamamız gerekiyor. Profesyonel bir kulübü, bir camiayı yaşatabilmek öyle sıradan bir olay değildir. Onun için Başkan Kırbıyık’ı her konuda rahat bırakmamız gerekiyor. Her kim olursa olsun kişisel sorununu kendisi çözsün, Kırbıyık’ı rahatsız etmesin. Bu konuya aman dikkat!.
Bireyler önemli değil, önemli olan Tarsus İdmanyurdu’nun huzurudur. Herkes bu gerçeğin bilinci içerisinde hareket ederse hedefe kavuşmak daha kolay olur.
* * *
Yeni sezonun tüm ekiplere hayırlı olmasını diliyorum.
TEMİZLİK BİLİNCİ
İnsanlar için her şeyin başında eğitim olduğu gerçeğini tüm alanlarda görebilmemiz gayet mümkün. Eğitimli insanlar yaşadıkları bölgeye, yaşadıkları ormanlara ve sahillere kesinlikle zarar vermezler, aksine o alanların korunması adına ne gerekiyorsa onu mutlaka yaparlar.
Yaz tatillerini bölgemizde yani Akdeniz sahillerinde geçirmekte olan 3 ayrı aile mensuplarıyla yaptığım görüşmede öyle şeyler anlatılar ki, insanın “pes” diyesi geliyor.
Akdeniz sahilinin iki ayrı bölgesinde yaz tatillerini geçirmekte olduklarını ifade eden o güzel insanlar aynen şunları söylediler:
“Her sabah bulunduğumuz yerdeki kumsalların çok kötü bir şekilde kirletildiğini görüyoruz. Karpuz kabuğundan fındık kabuğuna, her türlü çekirdek kabuğundan boş şişeye kadar çevreyi kirletecek ne varsa onu görüyoruz. Sabahın erken saatlerinden itibaren temizlik seferberliği başlatan belediye görevlileri sahildeki kumsal alana atılan günebakan çekirdeğini dahi tek tek topluyorlar ama nafile. Çünkü birgün sonra yine aynı anlayışla yani aynı pislikle karşı karşıya kalıyorlar. İnsan oğlunun temizlikten bu kadar uzak kalması kabul edilir gibi bir olay olamaz. Kaldı ki Akdeniz bölgesi başta olmak üzere Türkiye’nin sahip olduğu bu zenginlikler öyle sıradan zenginlikler değildir. Kıymet bilmediğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz. Türkiye’nin sahip olduğu değerlere karşı büyük haksızlık yapılıyor. Temiz bir toplum yaratılması için mutlaka daha büyük gayret sergilenmeli.”
Özünde “temizlik eşittir insanoğlu” kuralı geçerli olmalı. Ama günümüzde genel olarak hiç de öyle olmadığını hep birlikte görüyoruz.
“Bulunduğun yeri nasıl görmek istiyorsan öyle bırak” sözü boşuna söylenmiş bir söz değildir.
Temizlik birçok hastalığında ilacıdır, sakın unutmayalım. Temizlik anlayışı evde başlamalı, ilk okulda ders olmalı.