Mayıs ayının 14’ünde yapılacak olan genel seçimlerle ilgili olarak siyasi partilerimizin milletvekili listeleri belli oldu. Listelerin belli olmasından sonra tüm partilerde kırgınlıklar olduğu görüldü.
Halen hükümet olan AKP’de 104 milletvekili yapılacak seçimlerde yeniden aday gösterilirken, 186 milletvekili ise çeşitli sebeplerle diskalifiye edilerek listelerin dışında bırakıldı. HÜDA-PAR ile kol kola girerek sert tepkileri üzerine çeken AKP’de 186 milletvekilinin liste dışı bırakılması duyulan tepkilerin daha da artmasına sebep oldu.
Cumhuriyet Halk Partisi’nde ise işlerin çok iyi gittiğini söylemek yanlış olur. Ülkemizin bazı il ve ilçelerinde CHP’nin açıkladığı milletvekili listelerine itirazlar yaşanırken, Mersin bölgesi listesi de bazı kırgınlıklara sebep oldu. Ömrü hayatında CHP’nin kapısından içeri girmemiş bazı isimlerin seçilebilir yerlerde bulunmasının yanlış olduğunu ve listelerde bazı dengelere dikkat edilmediğini belirten partililer, “Biz kimin suçlu olduğunu gayet açık bir şekilde biliyoruz. Ancak gün kavga günü değildir. Demokrasinin yeniden tesis edilebilmesi adına her zamankinden daha çok çalışıp partimizin daha başarılı olmasına katkı sağlayacağız. Cumhuriyet Halk Partisi’ne ömrünü vermiş insanlar olarak gerçeği ifade edelim ki, vekil listelerinin açıklanmasından sonra kırıldık, ama küskün değiliz. Kırgınlığımızı seçim sonrasına taşıyacağız” dediler.
Akla hayale gelmeyecek isimlerin Mersin CHP listesinden; hem de seçilebilir sıralara konulmuş olmasına duyulan tepkiye hak vermemek mümkün olabilir mi? Cumhuriyet Halk Partisi’ni bugünlere taşıyan on binlere hep “oturduğunuz yerde oturun mu?” diyeceğiz!!
Gerçek olan o ki, açıklanan milletvekili listesi de aynı şeyi söylüyor.
BAKANLIKLAR SEÇİM BÜROSU OLDU
Birçok Bakanı milletvekili adayı yaparak il’lere serpiştiren AKP, bu şekilde Bakanlara dokunulmazlık zırhı vermeyi planlıyor.
Şanlıurfa’dan aday gösterilen Bekir Bozdağ ile Mersin’den aday gösterilen Maliye Bakanı Nurettin Nebati, aday olarak gösterildikleri her iki il’in yöneticilerini Ankara’ya çağırarak, bakanlık makamında görüş alış-verişinde bulundular. Böyle bir keyfilik olabilir mi?
Partin seni milletvekili adayı yapacak, sen aday gösterildiğin il’e gitmek yerine partinin o il’deki yöneticilerini Ankara’ya çağırarak Bakanlık makamında görüş alış-verişinde bulunacaksın. Böyle bir davranış şımarıklığın daniskası değil midir?
Türkiye’de genel kanı 14 Mayıs’ta bu saltanatın sona ereceği yönünde. AKP bir sıçradı 21 sıçradı! Her şeyin sonu mutlaka olacaktır.
ÇARŞI PAZAR ALEV ALEV
Türkiye’yi yönettiğini sanan iktidarın bilinçsizliği yüzünden çarşı-pazar alev alev yanıyor. Hiçbir gıda maddesine gerçekten yaklaşılmıyor. Her gün yükselen fiyatlar vatandaşın başının dönmesine fazlasıyla yetiyor.
Yaşadığımız Tarsus kentini olumsuzluklardan ayrı tutmamız mümkün değildir. Tarsus’ta da et’ten peynire, soğandan patatese; ev kiralarına kadar akla gelen ne varsa fiyatlar el yakıyor. Vatandaşlar gönüllerince alış-veriş yapamıyor. Hatta evlerine elleri boş dönüyorlar. Pazaryerinde fiyatların el yaktığı böylesine bir dönemde genel seçimlere gidiyor Türkiye. Seçimlere 30 gün kaldı. Yapılacak seçim tarihi bir önem taşıyor.
Türkiye’yi tam 21 yıldır katıksız bir şekilde yöneten AKP zihniyetinin ülkemizi nereden nereye getirdiği orta yerde duruyor. Bir pide ekmeğin 10 TL’ye satıldığını, bir kilo peynirin kilosunun 200 TL’ye yükseldiğini hep biliyoruz. Onun için 14 Mayıs tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri iyi bir fırsat olacaktır hepimiz için.
“Tebdili kıyafette hayır vardır” sözü boşuna söylenmiş söz değildir. Böylesine önemli ve tarihi fırsatı hepimizin iyi bir şekilde değerlendirmesi gerekiyor.