1997 yılının ikinci yarısıydı; Ekim ayı… Hizbullah terör örgütünün ard arda işlediği cinayetlerin üzüntüsü yaşanıyordu Tarsus’ta. O dönem DHA grubunda yani Hürriyet ve Milliyet gazetelerinde çalışıyordum. Yaşanmakta olan o karanlık günleri daha çok dikkatle izlemek zorundayım.Tarsus merkez Yeşilyurt Mahallesi İsmail Dinç Sokak üzerindeki evinden çıkan Mustafa Özkan isimli öğretmenin silahla vurulmasıyla başlayan cinayet hareketleri bu olaydan hemen bir gün sonra Anıt Mahallesi’nde yine öğretmen olan Oktay Bulun’un evinden çıkarken boğazı kesilerek öldürülmesiyle devam etmişti. Daha sonra Mehmet Aydın adlı bir imamı “Hocam, Kuran okutacağız” diyerek götürüp katleden Hizbullah terör örgütü o günlerde Konca Kuriş’i kaçırarak tüm dikkatleri üzerinde toplanmasına sebep olmuştu.
Üst üste gelen acı haberlerden sonra toplumu daha da dehşete düşüren haberler Bağlarbaşı köyünün doğusundan geldi. Yine Hizbullah tarafından kaçırılan insanların Bağlarbaşı köyünün tam doğusunda iş makinaları ile açılan çukurlara elleri arkadan domuz bağıyla bağlanıp diri diri gömülmüş insanlar olduğu tespit edildi.
Açılan birden fazla çukurda çok sayıda insanımızın cansız bedeniyle karşılaşılmıştı. Ülke gündemine oturan bu olaylar daha sonra İstanbul Beykoz’da 17 Ocak 2000’de Hizbullah terör örgütünün hücresine yapılan güvenlik baskınıyla devam etmişti. Ve o baskında örgütün lideri öldürülmüştü. Tüm bunların yaşandığı tarihte zat-ı muhterem Devlet Bahçeli, Başbakan yardımcısıydı.
Çok sayıda cinayeti gerçekleştiren Hizbullah’ın siyasi uzantısı olan HÜDA-PAR’ın bugün için kiminle muhatap olduğunu görünce kahroluyor insan!
Mayıs ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimini kaybedeceğini anlayan Cumhur İttifakının önde gidenleri çareyi Hizbullah’ın siyasi uzantısı olan HÜDA-PAR’a sarılmakta buldular. Cumhur İttifakının önde gidenleri sadece HÜDA-PAR’la kol kola gezmekte kalmadılar, HÜDA-PAR’ın hiçbir terör eylemiyle ilgisi olmadığını dahi söylediler.
Ya Devlet Bahçeli?
Devlet bahçeli gerçekten ilginç bir insan. Tek özelliği az konuşur ama çok bilimser konuşur!
Dedim ya, tek oyun dahi peşinde koşan Recep Tayyip Erdoğan’ın HÜDA-PAR ile kol kola girmesinin bir mantığı olabilir, ama Devlet Bahçeli’nin asla. 1990 yıllarda işlediği cinayetlerle sürekli gündemde kalan Hizbullah terör örgütünü kim ne kadar takip etti bilinmez ama o dönem en iyi takip etmesi gereken kişilerden biri de Devlet Bahçeli’ydi. Çünkü Başbakan Yardımcılığı görevini sürdürüyordu. Aynı Devlet Bahçeli’nin bugün Hizbullah’ın siyasi ayağı olan HÜDA-PAR ile ilgili sözlerine baktığımızda insan hayrete düşüyor.
Her fırsatta HDP’yi PKK’nın uzantısı olmakla suçlayan Bahçeli’ye HÜDA-PAR’ın kim olduğunu, kimler tarafından kurulduğunu ve yönetildiğini sormak gerekir.
Hizbullah’ın terör örgütü olduğunu tüm Türkiye biliyor, Bahçeli’nin bilmiyor olması mümkün olabilir mi?
ÖZGÜRLÜK ZENGİNLİKTİR
AKP zihniyeti sayesinde her şeyi gördü Türk ulusu. Küfürden hakarete, rüşvetten sahte devlet hastanesi temeline kadar. Tank palet fabrikasının satılmasına kadar. Bir pide ekmeğin 12.5 TL’ye satılıyor olmasına kadar.
Türk Ulusu’nun son gördüğü temel atma töreni ise gerçekten çok ilginçti. Geçen hafta içerisinde Hatay’ın Defne ilçesinde düzenlenen törenle Devlet Hastanesi temeli atılmıştı. Yaklaşık 30-40 m2’lik bir alana çakılan birkaç demir parçasının üzerine kafalarında baretle beton döken Tayyip Erdoğan ve AKP’nin önde gidenleri bu olayı hastane temel atma töreni olarak ilan etmişlerdi. Muhalif kişi veya kişiler tarafından çekilen ve servis edilen resimlerde atıldığı iddia edilen hastane temelinin sahte olduğu görüldü!
Yaşanan bu ve bunun gibi olaylar iktidara yakışıyor olabilir ama ya o yalaka havuz medyasına ne demeli?
Adamlar haftanın en önemli olaylarından biri olarak kabul edilen sahte hastane temelinden bir tek satır dahi söz etmediler. Kelimenin tam anlamıyla üç maymunu oynadılar!
Allah kimseyi özgürlüğünden mahrum bırakmasın.
