Sayılı günler çok çabuk geçiyor. 5 hafta, 3 hafta kaldı derken sıkı şekilde takip ettiğimiz Cumhurbaşkanlığı ile Milletvekilliği seçimleri geldi çattı. Pazar günü yapılacak seçimler gerçekten çok önemli. Yapılacak seçim, normal seçimlerin çok çok üzerinde bir seçim. Cumhuriyet tarihimizin en önemli seçimlerinden biri olacak Pazar günkü seçimler.
Yapılacak seçimlerde ya tamamen mevcut sistemin bize dayattığı zihniyete teslim olacağız ya da yeniden demokrasiye dönüş yolunu açacağız. Yani koca Türkiye’yi tek bir kişinin iki dudağından çıkacak kelimeden kurtarıp özgürleştireceğiz ya da o bir kişiye “ne biliyorsan onu yap” diyeceğiz!
* * *
“Ben demokrasi istiyorum, ülkemin iyi yönetilmesini istiyorum” diyorsak, Pazar günü oy kullanırken çok iyi düşünmemiz gerekiyor. Oy kullanırken soğanın, patatesin, peynirin, et’in ne fiyatlara yükseldiğini hiç aklımızdan çıkartmamamız gerekiyor.
Yaklaşık 21 yıldır ülkede saltanat süren iktidarın önde gidenlerinin özellikle son günlerde çok sinirli olduklarına şahitlik ediyoruz. O kadar ki Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere tüm muhaliflerine ağza alınmayacak düzeyde küfür, hakaret ve yalan söylemeye başladılar.
Küfür, yalan ve hakaretle bir yerlere varacaklarını, korkutacaklarını sanıyorlar. Ancak gerçek odur ki Türk halkının çoğunluğu kararını vermiş görülüyor.
“Tebdili kıyafette hayır vardır” atasözüne Türk halkı inanmış vaziyette. Türk halkı ülkenin tapusunu tarihin hiçbir döneminde kimseye vermemiştir, bundan sonra da vermesi mümkün değildir.
Pazar günü yapılacak olan 13. Cumhurbaşkanlığı ile 28. dönem Milletvekilliği seçimleri hilesiz-hurdasız yapılırsa kime “Bay Bay” diyeceğimizi çok iyi şekilde göreceğiz.
Mert, delikanlı adam hileye-hurdaya tenezzül etmez. Hileye hurdaya başvuran çürük kişiler halkın hür iradesine de ipotek koymuş oluyorlar.
VATANDAŞLAR PAHALILIKTAN BIKTI
AKP’nin önde gidenlerinin söylemleri gerçekten bizleri şaşırtmaya devam ediyor.
Seçimin yapılacağı 14 Mayıs tarihi yaklaştıkça bir şeyler bulduklarını belirtip halka sunuyorlar. Oysa bugün vaat ettikleri, geçmişte vaat ettiklerinden farksız.
Örneğin SİHA ve benzeri araçlarla başlayan buluşları TOGG ile devam etti. Vatandaşlar günü kurtarmaya çalışırlarken Recep Tayyip Erdoğan bugün için 1.5-2 milyon lira olan otomobillerle övünüyor. Sadece bunlar değil elbette. Diğer taraftan gaz bulmakla iktidar mensupları, şimdi de Gabar’da petrol bulduklarını ilan ettiler. Yapılacak seçimler 14 Mayıs yerine 21 Mayıs’a ertelense bu sefer 5 milyon ton altın bulacakları garanti! Çünkü gidişat öyle söylüyor!
Tam 21 yıl ülke yönetiminde kalacaksın, ülkeyi birçok konuda sıkıntıya sürükleyeceksin, sonra orta yere çıkıp vatandaşlardan oy isteyeceksin. Kim ne derse desin böyle bir şeyin gerçekleşmesi mümkün olamayacaktır. Cami avlusunda miting yapsan dahi.
Türk halkının değişim istediği gözler önünde duruyor. Enflasyon rakamlarının yüzde 100’lerin üzerinde dolaştığı günümüz Türkiyesi’nde vatandaş yalandan, talandan, hayat pahalılığından bıkmış-usanmış vaziyette. Kim hangi sahtekarlığın peşinde koşarsa koşsun halka rağmen kimse bir şey yapamaz, yapamayacaktır.
Devlet gücüne rağmen çırpınmaya başlayanlar, sınır tanımıyorlar. Tüm imkanlara rağmen, muhalefetin gerisindeler.
Bunu sadece iç basın değil, dünya basını da söylüyor.
Fazla söze gerek yok. Özlenen tabloya çok az bir süre kaldı.
* * *
Bir okuyucumdan gelen şu notla bugünkü köşemi tamamlıyorum:
21 yıldır ülkeyi yönetiyorsun;
“Terör diyorsun” problem!
“Ekonomi” diyorsun, problem!
“Mülteci” diyorsun, problem!
Bir problemin çözümünde değilsen, kaynağındasındır!
O zaman bütün problemlerin kaynağı sensin.