Seçim meydanlarında atılan nutuklar, halka vaat edilenler; çok değil, iki ay dahi geçmeden duman gibi uçuverdi!
Dolar 18 TL'den 26 TL'ye,
Benzin 18 TL'den 27 TL'ye
KDV %18'den %20'ye çıktı.
Kısacası herşey zamandı, halkın beli biraz daha büküldü. AKP iktidarının büyük müjde söylemleriyle ekonominin başına getirdiği Mehmet Şimşek'in sistemi düzeltmek için uyguladığı formül, halkın sırtına binmek oldu!
Özellikle Körfez ülkelerinin bazılarını geceli-gündüzlü adım adım dolaşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, borç para arayışında. Şu ana kadar olumlu yönde alınmış bir sonuç yok.
* * *
85 milyon Türk insanının derdine deva olacak diye aylarca peşinden koşulan ve ekonominin başına getirilen Mehmet Şimşek, işe Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ülkemizde faizlerin artması mümkün olmayacaktır” söylemine ters olarak, faizlerin arttırılmasıyla başladı. Daha sonra Merkez Bankası Başkanı olan Hafize Gaye Erkan ile birlikte diyar diyar borç para aramaya çıktı. Yukarıda da ifade ettiğim gibi, şu ana kadar alınmış en küçük bir sonuç yok.
Oysa Mehmet Şimşek, yine aynı Mehmet Şimşek.
Geçmişte de göreve getirilen ve daha sonra O’nu koltuğa oturtanların çok acı sözleriyle kabineden uzaklaştırılan aynı kişidir Mehmet Şimşek.
Ne gariptir ki gelinen noktada ülke ekonomisinin bulunduğu sıkıntılı pozisyondan çıkması için kahraman olarak gösterilen Mehmet Şimşek, yeniden dümenin başına getirildi!
Dünkü Mehmet Şimşek’te ne vardı, şimdi ise ne var anlamakta güçlük çekiyoruz!
Bugün Türkiye’nin karşı karşıya bırakıldığı ekonomik sorun Mehmet Şimşek’ten veya o görevi üstlenen kişiden direk olarak kaynaklı değildir. AKP’yi bir bütün olarak ele alacak olursak, bu durumun bütünsel bir hatadan kaynaklandığı net bir şekilde orta yerde durmaktadır.
* * *
Türkiye Cumhuriyeti gibi 85 milyonluk nüfusuyla kocaman bir ülkenin tek bir kişi tarafından yönetilemeyeceği, ekonominin içinde bulunduğu durum ile kanıtlanmıştır! Burada kurumsal kimliğin güçlendirilmesi gerektiğinin anlaşılması lazım.
Yapılan hatalardan hala ders çıkartılmıyor. Üretim odaklı ekonomik sistem yerine, borçla gün geçirilmeye çalışılıyor.
“İtibardan tasarruf olmaz” mantığıyla hareket edilerek bugünlere geldik. Maalesef ki yarınlara da bu anlayışla gidilecek gibi!..