Evet, bu satırları yazmak gerçekten oldukça zor.
Meslek ve sosyal hayatım boyunca, çevresine ve memleketine oldukça faydalı olan tanıdığım ender insanlardan biri olan, ömrünü hep mücadele içinde geçirmiş, yaşadığı son güne kadar topluma, görev aldığı kuruma ve özellikle Tarsus’a bir şeyler kazandırmak için çabalamış bir olan Ömer Kurnaz’ı kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyim.
Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Genel Merkez Mali Sekreteri, Derneğin Tarsus Şube Başkanı, İsmetpaşa Mahallesi’nin geçmiş dönem muhtarı, boya fabrikasında emek harcadığı dönemde sendika şube başkanı, amca, baba, dost kapısı Ömer Kurnaz Hakk’ın rahmetine kavuştu.
Tanıştığımız ilk andan itibaren karşılıklı saygı ve sevgi içerisinde kırılmadan, darılmadan bugünlere geldiğimiz oldukça değerli bir insan.
Boya fabrikasından emekli olduktan sonra, şimdi Baca Meydanı olarak bilinen İsmetpaşa Mahallesi’nde, Rasim Dokur Fabrikası’nın hemen yanında bulunan kahvehaneyi çalıştırırken, o dönem ismi Türkiye İşçi Emeklileri Derneği olan derneğin Tarsus Şubesi’ni 1993 yılında kuran Ömer Başkan, kendisinin değimiyle tuvalette kurduğu dernek şubesine bir düğün salonu, bir sağlık merkezi, oldukça geniş ve kullanılabilir şube binası kazandırdı.
Sadece bunlar değil tabiî ki. Takbaş mevkiinde arsa alarak, derneğe oldukça değerli bir taşınmaz da kazandırdı. Bunlar Tarsus’a kazandırdığı birkaç eserden biri. Bir de yaklaşık 19 yıl boyunca genel merkezde aldığı görev ile hem Tarsuslulara, hem de Türkiye’nin dört bir tarafında ki emeklilere ve vatandaşlara iyilikleri, hizmetleri dokundu.
O, bir Tarsus sevdalısıydı.
TÜED’in Balıkesir Erdek’te bulunan tatil tesisinin bir ve daha geniş kapasitelisini Tarsus’a kazandırmak için son yıllarda çok çaba harcadı.
Her sohbetimizde “Can, bu tesis kalıcı olur ve on yıllar boyunca Tarsusumuza büyük fayda sağlar” derdi.
Fakat olmadı, çok uğraştı ama, sahil kenarında yer bulamadı…
* * *
Dedim ya, bu satırları yazmak gerçekten zor. Ne bu köşede yazmakla Ömer Kurnaz’ı anlatabilirim, ne de O’nun bu memlekete verdiği hizmetleri.
Güle güle Ömer Baba, nur içinde uyu…
Dedim ya Tarsus gerçekten önemli bir değerini kaybetti.
TEK ADAM ZİHNİYETİNDE SONA DOĞRU
Son 20 yıldır yani AKP’nin iktidar olduğu günden günümüze kadar hangi sıkıntı var ise hep birlikte yaşadık! Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın AKP’yi her fırsatta kolladığını, Kızılay’ın da çadır ticareti yaptığını açık bir şekilde gördük, hem de ulus olarak.
Gelinen noktada yaşanan olumsuzlukların tek adam rejiminin ürünü olduğunu söylersek yanlış olmaz. Kim ne yaparsa yaptığıyla kalıyor. Tabi ki AKP’li olmak şartıyla. AKP’li değilsen söylenmeyen AHMAK kelimesi nedeniyle 2 yıl 7 ay 15 gün ceza almak mümkün olabiliyor. Tıpkı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun başına geldiği gibi.
“Ben ne yaparsam, ne söylersem kesin doğrudur” mantığıyla yönetilen ülkemizdeki olumsuzluklar saymakla bitmez. İç siyasetten dış siyasete, birçok kurumlarımızın çöküşüne kadar nüfusumuzun yüzde 90’ı muzdarip olmuş durumdayız.
Vatandaşlarımızın çektiği çileleri iktidar sahipleri görmüyor ama sağduyu sahibi insanlarımız görüyor.
Bundan kuşku yok.
Bir vesileyle 26 Ağustos 1993 tarihinde tanıştığım Kemal Kılıçdaroğlu’nun vatanperver ve çok dürüst bir kişiliğe sahip olduğunu biliyorum. Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edilmesi Türk insanının yüzünün gülmesine fazlasıyla yetiyor.
Genel seçimlerin yapılacağı 14 Mayıs akşamı kuruyan tüm umutların yeşereceğine gönülden inanıyorum.