Halkın sandıkta gösterdiği iradeye sırt çevirmek ne demek? Hele ki, kendi oylarımızla seçtiğimiz belediye başkanlarına yönelik müdahaleler, insanı düşündürmeden edemiyor.
Halkın Tercihi ve Acı Gerçek
2024 yerel seçimleri...
Hatırlayın o günü. Halk sandığa gitti, oyunu kullandı ve tercihi netti. Mevcut iktidardan ziyade, 2019'dan bu yana şehirlerine gerçekten hizmet ettiğini gördüğü Cumhuriyet Halk Partili adaylara güvendi. Bunda, yaşadığımız yoksulluğun, derinleşen adaletsizliğin ve yarattığı umutsuzluğun etkisi elbette çok büyüktü. İnsanlar yeni bir soluk, yeni bir yol arıyordu.
Ancak 30 Ekim 2024'ten sonra başlayan süreç, ne yazık ki bu tercihin nasıl da hiçe sayıldığını gözler önüne serdi. Gördük ki, halkın sesi sadece bir kağıt parçası olmaktan öteye maalesef geçemedi!
Esenyurt'tan İstanbul'a, Adana'dan Adıyaman'a, Antalya’ya…
Halkın oylarıyla göreve gelmiş belediye başkanları birer birer görevden alınıyor. Bu yaşananların tesadüf olduğunu kim iddia edebilir ki? Açıkça görülüyor ki, ortada planlı, sistemli bir hareket var. Gücü elinde bulunduranlar, hukuksuzluklara (hukuki) kılıflar uydurmaya çalışsa da, inanın halkı kandıramıyorlar. Vicdanlar rahat değil, bunu hepimiz biliyoruz.
Sahte Algı Operasyonları...
Hele bir de sosyal medya var... Son zamanlarda iktidara yakın bazı çevrelerin algı çalışmasının geldiği noktaya bakın: Twitter'da (X) bir bakıyorsunuz, gerçek insanların görüşü gibi duran ama aslında sahte hesaplar ve botlar tarafından yazılmış hedef gösterici mesajlar dolaşıyor. Bu hesaplar adeta bir kara propaganda makinesi gibi işliyor, insanları kandırmaya, gerçeği çarpıtmaya çalışıyor. Ama bir yandan da bu tür hesapların, iktidarın kendi istediği şeye en çok zararı verdiğini görmek gerekiyor. Çünkü insanlar artık uyanık!
Son günlerde ülke genelinde yapılan benzer paylaşımlar, 2019’da ilk seçildiği andan itibaren Mersin’de yazmaya başladığı başarı hikayesi ile 2024 seçimlerinde rekor oyla Türkiye’de bir kez daha dikkatleri üzerine çeken Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’e yönelik gerçekleştiriliyor. Sosyal medya üzerinden yapılan çirkin paylaşım ve karalamalar, özünde seçmenlerin iradesine karşı düzenlenen açık bir saldırının göstergesidir.
Okurlarıma içten bir önerim: Bu sahte hesaplara kanmayın! Kalbinizin, aklınızın sesini dinleyin, gerçeği arayın. Gerçek haberleri ve doğru yorumları, güvendiğiniz, bildiğiniz gerçek kaynaklardan takip edin.
Vicdanlarda Yankılanan Sorular
Yaşananlar, hepimizin aklında derin sorular bırakıyor:
* Mahkemeler gerçekten bağımsız mı karar veriyor? Adalet, gerçekten herkes için mi işliyor?
* Suçlu olduğu kanıtlanana kadar herkes masum değil miydi? Ne ara masumiyet karinesi, suçluluk karinesi oldu?
* Halkın oylarıyla seçilmiş bu insanlar neden görevden alınıyor? Kime ne zararları var?
Bu sorulara verilecek cevaplar, sadece adaletin nasıl işlediğini değil, aynı zamanda halkın iktidara olan güveninin ne denli sarsıldığını da gösterecek.
Bir Vatandaş Olarak Bize Düşen
Peki, biz ne yapacağız? Elimizi kolumuzu bağlayıp oturacak mıyız?
* Sahte haberlere kulak asmayalım. Kulaktan dolma bilgilerle değil, gerçeklerle hareket edelim.
* Doğru bilginin peşine düşelim. Araştıralım, sorgulayalım.
* Haklarımızı savunalım. Susmayalım, sesimizi çıkaralım.
* Demokratik değerlerimize sahip çıkalım. Onlar bizim geleceğimizin teminatı.
Sonuç: Demokrasi, Her Gün Kazanılan Bir Zaferdir
Demokrasi, sadece dört yılda bir sandığa gidip oy atmak değildir. Demokrasi, her gün yaşanılan, her gün korunan, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğinin güvencesi olan bir yaşam biçimidir.
Unutmayalım, son söz her zaman halkındır. Bu hakkımızı kimseye kaptırmayalım, buna izin vermeyelim.
Demokrasi, sürekli uyanık olmayı, gözümüzü dört açmayı ve sahte haberlerin sis perdesine karşı dikkatli olmayı gerektirir!
İktidara Sesleniş
Bu seslenişim sadece okurlarıma değil, aynı zamanda iktidara da: Halkın sesi, özellikle medya ve gazeteciler susturulmamalı! Bugün size karşı çıkanlar olabilir ama yarın gerçekleri yazacak, doğruyu söyleyecek basın organlarına hepimizin ihtiyacı olabilir; tıpkı adalete olan ihtiyacımız gibi!