
Her şey için bir günün olduğu ülkemizde 'Emekliler Günü' vurgusu tabi ki önemli.
Türkiye'de 14 milyonu aşan emekli sayısını gözönüze alacak olursak ciddi bir rakamla karşılaşmış oluruz.
Bu kadar çok emeklinin ve ailesinin yaşadığı ülkemizde en düşük emekli maaşı ise asgari ücret veya asgari geçim standartlarının altında. Sadece 14 bin 469 TL...
Hayat pahalılığının, enflasyonun çok çok yüksekten gittiği yurdumuzda, gıdaya erişimin şişirilmiş fiyatlardan dolayı azaldığı bir evreyi yaşıyoruz.
Gelişmiş ülkelerde belli bir kesim veya meslek grubu için "özel" olarak adlandırılan günlerde kutlamalar yapılır, toplumsal saygı gösterilir. Bizde ise örneğin 14 Mart'ta sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet kınanırken, 24 Kasım'da eğitim sisteminin sorunları gündeme getirilir.
Tıpkı 30 Haziran Emekliler Gününde kutlama yapmak yerine, aileleriyle birlikte belki de toplumun yarısını oluşturan ileri yaşlarını almış emeklilerimizin çektikleri sıkıntıların ön plana çıkarılması gibi.
Örneğin Türkiye Emekliler Derneği Genel Başkanı Kazım Ergün'ün gün dolayısıyla yayınladığı mesajında yer alan, “Bugün milyonlarca emeklimiz, alın terlerinin karşılığı olan insanca bir yaşamdan mahrum bırakılmaktadır. En düşük emekli maaşı, açlık sınırının altında kalmış, çarşı-pazarda eriyen alım gücü emeklilerimizi geçim derdine düşürmüştür.
Türkiye Emekliler Derneği olarak talebimiz açıktır: En düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine yükseltilmeli, seyyanen zam ve refah payı ile emeklilerimizin yüzü güldürülmelidir. 2000 sonrası emeklilerimizin intibak sorunu çözülmeli, bayram ikramiyeleri artırılmalı ve hiçbir emeklimiz ötekileştirilmemelidir.
Kiracı emeklilerimize kira ve yakacak yardımı sağlanmalı, sağlık hizmetlerinde katkı payları kaldırılmalıdır. Emeklilerimiz, bu ülkenin temel taşlarıdır; onların hak ettiği saygınlık ve refah, toplumsal barışın da teminatıdır” sözleri gibi.
*
Fakat emeklilerimiz, içerisine düşürüldüğü bu yoksulluk düzenine ses çıkarmaktan korkar duruma getirilmiştir.
30 Haziran dolayısıyla Tarsus'ta da Türkiye Emekliler Derneği Şubesi, Tüm Emekliler Derneği Şubesi, Tüm Emeklilerin Sendikası ve 2021 Tüm Emekliler Sendikası Şubeleri tarafından düzenlenen ve yukarıda da belirttiğim gibi emeklilerin sorun ve beklentilerinin aktarıldığı programlara gelen kişi sayısı gerçekten sınırlı sayıda kaldı. Öyle ki farklı sivil toplum kuruluşları destek vermesine rağmen!
Kısacası emeklilerimiz geçinemiyor ama içerisine düşürüldükleri bu durumu haykırmaktan da korkuyor ve susuyorlar! Elbette denilebilir "Ses yükselten hapsi boyluyor' diye. Evet ama ne bu bozuk ekonomik düzenin onarılması noktasında umut var, ne de "halledeceğiz" diyenlere inanç!
O nedenle, sivil toplumun önemini iyi kavramak ve demokratik çerçevede mücadele edenlere destek olmak gerekli. Aksi halde biz açıklama yapan 3-5 kişiye bakakaldıkça, gücü elinde bulunduranlar yapacaklarından geri kalmayacaktır!