Zaman zaman bu köşemde Devlet Bahçeli’nin enteresan bir şahsiyet olduğunu, ne zaman ne yapacağını, ne konuşacağının kestirilemeyeceğini yazmışımdır. Bugün yine aynı Devlet Bahçeli’yi köşeme konuk almaya mecbur kaldığımı ifade ederek yazmaya başlıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi, Türk demokrasisinin olmazsa olmazıdır. Buna söylenebilecek en küçük bir laf yoktur; olamazda. Türkiye Cumhuriyeti nasıl ki, Cumhuriyet HalkPartisiz olmuyorsa, MHP’siz de olmaz. Türkiye Milliyetçi Hareket Partisiz olmuyor ama, büyüme adına 83 milyon Türk insanı adına MHP’nin Devlet Bahçeli’siz daha güzel ve güçlü olacağına inanıyorum.
Bu doğruya isteyen katılır, istemeyen katılmaz.
* * *
Gelelim çağın gerisinde kalmış olan idam çığlıklarına. Her altı ayda bir orta yere çıkıp yine orta yere bir şeyler atmakta mecbur olan Bahçeli, yine orta yere çıkarak idam cezasının Türkiye’de geri getirilmesi gerektiğini söyledi. Bahçeli’nin bu söyleminden sonra AKP’nin borazanları da (!) geç kalmadan Devlet Bahçeli’nin idam çıkışına destek mesajları yayınladılar. İdamın geri getirilmesi için gösterilen baş gerekçe ise ülkemizde yaşanmakta olan kadın cinayetleri.
Kadın cinayetlerini bahane ederek idamın geri getirilmesini isteyen Bahçeli’ye sormak gerekir;
Bay Bahçeli, 5-6 ay öncesine kadar “af, af, af” diye bağırarak 100 bin civarında insanın tahliye edilmesine sebep olmuştun. Peki bugün, ne oldu da illa ki idam cezası geri getirilsin diyorsun? Çıkartılan af’tan ne beklediğin biliniyordu. O konuda amacına ulaştığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Yaklaşık 10 yıl önce dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli, Türkiye’de o dönem var olan idam cezasının kalkması için büyük çaba harcamış ve idam cezasını kaldırmışlardı.
Bugün ise aynı Bahçeli ve aynı AKP zihniyeti “İDAM CEZASI YENİDEN GETİRİLSİN” diyor. Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde idamı kaldıracaksın 10 yıl sonra da idam yeniden getirilsin diyeceksin.
Birkaç geri kalmış ülkeleri çıkarırsak, idam cezası tüm dünyada insanlık suçu olarak kabul görüyor. Tüm bu gerçekler ışığında Bahçeli’nin hala idam talebi, gerçekten çok enteresan. Bahçeli, 20 yılı aşkın süredir MHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturuyor. Geçen zaman içerisinde kimine “ip” attı, kimine en ağır sözlerle hakaret etti.
Her şeye ulaştı… Ama nedendir bilinmez bir tek gün Türk toplumunun çektiği ızdıraptan, hele hele ekonomiden hiç söz etmedi. 83 milyon Türk halkı seni ilgilendirmiyor mu?
Türkiye gündemine idam cezasını taşıyacağına keşke içinde bulunduğumuz pandemi döneminde Giresun’da yapılan mitinge tepki koysaydın.
Henüz 12 yaşında olan genç bir kızın tarikat lideri olduğu söylenen soytarı tarafından taciz edilmesini konu edeydin Bahçeli..
Söylenecek çok söz var ama, bugünlük bu kadar.
TİY’DE NELER OLUYOR?
Geçen hafta “Gömleğin Düğmesi” başlığıyla köşe yazısı yazmış ve gömleğin birinci düğmesinin yanlış iliklenmesinin olumsuzluğa yeteceğini belirtmiştim.
Bugünkü konum Tarsus Belediyesi olmayacak, Tarsus İdmanyurdu olacak ama maalesef konu yine gömleğin birinci düğmesinden başlıyor. Alacakları olan bazı futbolcuların kulübü Futbol Federasyonu’na şikayet etmesinden, kulüp tesislerinde emekçi insanlara aylarca ödeme yapılmamasına kadar ne kadar olumsuzluk varsa hep o yaşandı Tarsus İdmanyurdu camiasında.
Transfer döneminin 14. gününde yapılan kongre sonucu Tarsus İdmanyurdu yönetimi oluşturuldu. Kulüp başkanlığına getirilen Serhat Servet Dövenci’yi çok tanımıyorum. Ama küstürüleceğini bekliyordum. Ancak yönetim kuruluna tayin edilen kişilere baktığımızda rengarenk oldukları hemen göze çarpıyor. Tarsus İdmanyurdu yarın küme düşse gerçek manada üzülecek 3 yönetici bulabilmek pek mümkün olmaz. Büyük bölümünün ortak amacı TİY’de yönetici olmak sıfatını taşımak; hepsi o kadar. Belediye başkanı ise ayrı bir alem!
Sağında-solunda duran kişilere dahi aklından geçeni anlatamıyor. Başarı, yıkıcı değil yapıcı sertlik gerektirir. Böyle bir şahsiyeti bugün için bulabilmek mümkün değildir. Tarsus İdmanyurdu yönetiminde bulunanların alayına soruyorum:
Yasin Elmas diye bir topçumuz vardı. Hani, takımın başarılı bir-iki topçusundan biri olan..
Yoksa Yasin gitti mi?
Yasin gitti ise siz nasıl başarılı olacaksınız?
Yönetim kadrosu olarak bir kişiyi, yani Yasin’i ikna etmeye gücünüz yetmedi mi? Yeni futbol döneminin başlamasına günler kaldı. Ağızlar açıldı mı şampiyonluktan bahsediliyor.
Ama futbol zeka düzeyi orta halli olan, futboldan biraz olsun anlayan kişi dahi TİY’nin önümüzdeki haftalarda başlayacak ligde tutunmasının çok zor olacağını görüyor.
Gerçeği Bozdoğan ve kulüp yöneticileri görmek istemeseler de!!