Sert bir fırtınanın önünde savrulan yaprak misali Türkiye her geçen gün savruldukça savruluyor. Türkiye savrulurken, iktidar kanadı ise bu kötü gidişe bir sorumlu yaratma çabasına devam ediyorlar.
Ay sonunda yapılacak olan yerel seçimlere sayılı günler kala dini siyasetin göbeğine sokmakta hiçbir mahsur görmeyen, vatandaşa cennetin anahtarını dahi vaat eden AKP’liler ise kelimenin tam anlamıyla çırpındıkça çırpınıyorlar!
Kabataş yalanından sonra bu kez “İstanbul Taksim’de ezana karşı saygısızlık yapıldı” yalanını ortaya atan iktidar kanadı, bu olayında asılsız olduğu ortaya çıkınca bu kez rotayı başka yerlere, yeni yeni yalanlara (!) çevirmeye başladılar.
Millet İttifakı Ankara adayı Mansur Yavaş üzerinden bir şeyler yapmaya çalışan, Mansur Yavaş’ın yükselişini bu yöntemlerle önlemeye çalışan Cumhur ittifakı kanadının bu tutum ve davranışı da geri tepmiş gözüküyor. Mansur Yavaş olayının düzmece bir olay olduğu net bir şekilde görüldü. Türk toplumunun, en temel ihtiyacını dahi gramla karşılamak zorunda bırakıldığı bir Türkiye yaratıldı. Terörist, İllet, Zillet söylemleri havada kalınca AKP’liler vatandaşın başını döndürür hale gelen ekonomik sorunların konu olmasını, gündemde kalmasını engelleyemedi. Ekonomik sorunlar had safhada, mutfaklar alev alev yanıyor. İşsizlik ise tavan yapmış vaziyette. Ülkemizde tüm bu olumsuzluklar yaşanırken havuz medyası ise kin kusmaya devam ediyor!
Türkiye gerçeklerini, toplumun gerçeklerini bir türlü görmüyor, görmek istemiyorlar. Oysa gazetecilik, muhalefet etmektir; gerçekleri topluma iletmektir. Gazetecilik, yağcılık, yalakalık yapmak hiç değildir. İşin esası budur.
Havuz medyasının bugün içinde bulunduğu durum çok hazin bir durumdur. Adamlar, AKP’lilerin ağızlarından çıkan her ne olursa olsun onu manşetlerine taşımaktan başka hiçbir şey yapmıyorlar. Adamlar 80 milyon Türk insanıyla birlikte yaladıklarının dahi farkında değiller. Adamlar “salla başı al maaşı” esasına göre hareket ediyorlar. Çöken ekonomiden, milyonlarca işsize kadar ne varsa göz önünde duruyor, ama onların yani havuz medyasının görmesi mümkün olmuyor! Adamlar bir ölçüde robotlaşmış durumdalar.
Gerçek olan, sevindirici olan o ki; Türk toplumu artık yalanlara, iftiralara kanmıyor; inanmıyor. Türk toplumunun sofrasındaki ekmek her geçen gün küçülüyor. Toplum artık huzur istiyor, barış istiyor. En önemlisi Türk toplumu istihdamı, ihracatı düşünen yönetici istiyor. Aranan yöneticilerde mutlaka bulunacaktır.
İSTENİNCE OLUYOR
Geçen hafta bu sütunlarda Tarsus İdman Yurdu ile ilgili “TEHLİKE ÇANLARI” ile bir yazı yazmış ve Kahramanmaraş Spor maçının önemine değinmiştim.
Ligin 2. yarısında oynadığı tüm maçlardan galip gelemeyen TİY’nun tehlikeli bölgeye yaklaştığını konu etmiştim.
Kahramanmaraş Spor karşısına “ben bu maçı kazanmak istiyorum” anlayışıyla çıkan sarı-lacivertli futbolcularımız rakibi karşısında özlemini çektiğimiz galibiyeti hem de 3-0 gibi net bir skorla aldılar. Alınan bu galibiyet küme düşme yolunda dersin bir nefes almamıza fazlasıyla yetti. Demek oluyor ki istenince oluyormuş.
Tüm futbolcu kardeşlerimi gönülden kutluyorum. İnsan yeter ki istesin. İstenince mutlaka oluyormuş.