Tarsus İdmanyurdu’nun kurulduğu günden 20 ay öncesine kadar çektiği sıkıntıları, çektiği çileleri bir kenara, son 20 ayda çektiği çile ve sıkıntıları da bir kenara koysak, sanırım ikinci etabı yani son 20 ayda yaşadığı çile ve sıkıntılar daha ağır basar.
Sezon öncesinde tam 11 futbolcusu tarafından Futbol Federasyonu’na şikayet edilen, kulüp çalışanlarına aylarca ödeme yapamayan Tarsus İdmanyurdu camiası sonunda Serhat Servet Dövenci adlı işadamının başkanlık görevine ikna edilmesiyle transfer döneminin ortalarında, transfer çalışmalarına başladı.
Yapılan transferlerin kalitesi ligin henüz 3. maçında da görülmüştü.
Görülmüştü diyorum, çünkü futboldan biraz olsun anlayan her kişi takımın çok zayıf olduğunu net bir şekilde görmüştür. Şahsen, üçüncü lig maçından sonraki yazımda “Tarsus İdmanyurdu’nun kadrosu çok yetersiz. Transfer döneminin bitmesine 7 gün kaldı. Hiç olmasa 2-3 futbolcu ile kadronun takviye edilmesi gerekir” demiştim.
Yazıyı yazdığım hafta Pazarspor deplasmanından 3-1’lik galibiyetle dönülmesi kulüp yetkililerini oldukça rahatlatmış ve rehavete itmişti!!!
Gerçek olan o ki, Tarsus İdmanyurdu’nun mevcut kadro yapısıyla bırakın deplasmanda maç kazanmasını iç sahada dahi galip gelmesi zor. Çünkü takımın gücü yok.
400 bin, 500 bin liraya transfer edildiği söylenen topçuların bomboş oldukları gözler önünde dururken, bir de hariçten yapılan yanlışlar bitmek-tükenmek bilmiyor.
İşte son dönemde yapılan yanlışlardan bir kaçı…
Aldığım bilgilere göre aslen Tarsuslu olan bir iş insanının Tarsus İdmanyurdu’nda kulüp başkanlığına aday olduğunu öğrendim. Tarsus’a gelerek Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan ile görüştüğü iddia edilen ve bunun ardından kulüp tesislerine giden (takım başkanlığına aday) iş insanı orada fotoğraf çekilerek konunun kamuoyuna duyurulmasına yol açar. Oysa orta yerde bir kulüp başkanı ve kulüp yönetimi olduğu halde.
Tarih boyunca hiçbir camiada yaşanması mümkün olamayacak bu olaydan etkilendiği görülen futbolcu kadrosunun aldığı sonuçlar ise orta yerde duruyor.
Sözün özü:
Hiç kimsenin, başka bir kişinin onuruyla oynamaya hakkı yoktur, olamazda. Tarsus İdmanyurdu kulüp başkanlığına aday olmak, elbette ki herkes için bir haktır. Ancak bu konu, plan, program dahilinde kimseyi rencide etmeden yapılmalıdır. Tekrar ediyorum hiç kimse onurunu yolda bulmamıştır.
Yaşanan bu gelişmeler Tarsus İdmanyurdu gibi güzide bir kulübe zarar veriyor.
* * *
Şunu da belirtmek gerekir ki, Tarsus İdmanyurdu hiç kimsenin oyuncağı değildir, olamazda. Bir camianın nasıl yönetileceğini bilmeyenlerin bir bilenden bilgi almasından daha doğal ne olabilir?
Şimdi yeniden kongre kararı alındığı kamuoyuna yansıdı. Bu süreçte takımın daha fazla zarar görmemesi tek arzumuzdur.
Ha şunu da belirteyim ki, Tarsus İdmanyurdu camiasında yaşanmakta olanları araştıracağımdan kimsenin kuşkusu olmasın.
Herkes mert, dürüst ve şeffaf olmalı.