Yaşadığımız dünya da duyduklarımızın, gördüklerimizin, okuduklarımızın bir bölümü insanı gerçekten dehşete düşürüyor. Tıpkı geçen hafta öğrendiğimiz gibi. Geride bıraktığımız haftanın ortalarında Sayıştay Başkanlığının bir açıklaması vardı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi kuruluşları arasında yer alan Sayıştay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın bir tek günlük masrafının 1 milyon 800 bin TL olduğu açıklandı.
Asgari ücretin bin 600 TL olduğu ülkemizde bu saray harcamalarına ne kadar hoş görüyle, ne kadar insaflıca baksak bakalım gerçekten akıllara durgunluk veriyor.
Asgari ücretle çalışan veya emekli maaşı alan bir insanımızın Saray’ın bir günde harcadığı parayı kazanabilmesi için 1050 ay beklemesi gerekiyor! Yani ortalama 88 yıl. Ana rahminden doğduktan sonra aynı anda asgari ücret kazanmaya başlayacak olan bir insanımızın dahi 1050 ay bekleyip 1 milyon 800 bin TL’ye kavuşması ancak mümkün olabiliyor. Ana rahminden çıkar çıkmaz değil de hiç olmazsa 15 yaşına gelip de asgari ücret üzerinden para kazanmaya başlayacak bir Türk insanının da ortalama 100 yıl yaşaması gerekiyor.
Türkiye’nin nüfusunun 81 milyon olduğu tahmin ediliyor. Mevcut 81 milyon Türk insanının içerisinde belki birkaç tane 100 yaşında insanımız olabilir. Yani demek oluyor ki, Saray’ın bir tek günde harcadığı paraya normal bir insan ancak 100 yılda kavuşabiliyor. Bu parayı kazanmaya insan ömrü yetebilir mi?
Görmeyen, duymayan, konuşamayan bir toplum yaratılmak isteniyordu, maalesef büyük ölçüde yaratıldı da!.. AKP ve önde gidenleri her ne yaparlarsa yapsınlar hiçbir tepki görmüyor, aksine kabul görüyor; destek görüyor. Ülkemizde yaşanmakta olan insafsızlıklardan, adaletsizliklerden toplumun en az yarısının haberi dahi olmuyor.
Zamlar ise ardı ardına geliyor. Çarşı-Pazar alev alev yanıyor; vatandaşın cebini de eritiyor. Türk halkı nohuttan mercimeğe kadar hep ithal mallara mecbur bırakılmış vaziyette. Bir yetkilinin dediği gibi pişirip topluma ikram ettiğimiz aşurenin her bir tanesi ithal edilir hale geldi.
“Heyyyyy Amerika” diyeceksin sonra da Türkiye’nin ekonomisini Amerikalı bir şirkete teslim edeceksin. Sonra “bu ülkeyi yönetiyorum” diyeceksin.
Toplumumuzun yüzde 50’si uyanmadıkça Türk halkına gerçekten rahat yok, olamazda.
Kolay pişen yemekleri bir kenara koyarak diyorum ki; Saray’da her gün onlarca kazan sadakat Para yakılarak pişirilse dahi bir milyon 800 bin TL para bitirilemez! Bu paranın ne şekilde harcandığı da Türk halkına mutlaka izah edilmelidir.
Bir ülke Saraylarla, uçak filolarıyla, sınırsız para harcamakla, sınırsız güçle, hele hele satarak yönetilemez. Yöneten kişinin mutlaka iyi niyetli, tarafsız ve vatansever olması gerekir. Yaşananlar açık bir şekilde ortada.
Dinimiz israf günahtır buyuruyor. Türk halkı ekonomik kriz altında inim inim inlerken Cumhurbaşkanlığı Sarayında her gün 1 milyon 800 bin TL’nin tüketilmesi günah değil mi?
Bir bilen çıksın orta yere ve bunu halkımıza izah etsin.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.