Türkiye Cumhuriyeti’nin getirildiği noktayı hep birlikte görüyoruz sanırım. 3 maymunu oynayanlar da dahil olmak üzere!
Sadece iki gün arayla Dağlıca’da, Iğdır’da, Tunceli’de, Mardin’de ve diğer illerde verdiğimiz şehitlerimizin acıları gerçekten çok büyük. PKK, mühimmat deposuna çevirmiş olduğu Doğu ve Güneydoğu’da istediği zamanda istediği kadar askerimizi, istediği kadar polisimizi katledebiliyor. Geride kalan 4 yılda “Barış Süreci” adı altında ülkenin getirildiği noktayı ibretle izliyoruz.
Özellikle son dönemlerde yaşamak zorunda bırakıldığımız terör olaylarının yanı sıra baskın olaylarına da tanık oluyoruz. İstanbul’un göbeğindeki, ülkenin en büyük basın kuruluşuna 200 çapulcu tarafından baskın yapılıyor. Cam ve çerçeveleri yere indirebiliyor. Yetkililer sessiz kalınca aynı çapulcular iki gün sonra yine aynı gazeteye saldırı yapabiliyor. Hem de aralarında AKP milletvekili olduğu halde. Adam milletvekili olmuş; ancak milletvekilinin görevinin ne olduğunu öğrenememiş. Hürriyet tesislerine saldırmayı, saldıranlarla birlikte olmayı çok iyi öğrenmiş!
Türkiye Cumhuriyeti’nin bugün getirildiği nokta, hiç de iyi bir nokta değildir. İçinde bulunduğumuz zorlukları aşmamız hiç de kolay olmayacak. Bu sorunları aşabilmek için de tek vücut olmamız kaçınılmazdır. Ancak Anayasa’ya uygun olarak kurulmuş bir siyasi partinin genel merkezi başta olmak üzere, yurt genelindeki il ve ilçe binalarına saldırarak bir yere varmamız mümkün değildir. Böylesine bilinçsiz tutum ve davranışlarla sadece ve sadece art niyetli terör örgütüne hizmet etmiş oluruz. Bu konuda herkesin çok ama çok dikkatli olması gerekiyor.
Kaçak Saray’da oturup, vatanı için canını veren şehitleri uzaktan izlemekle yetinen zat-ı muhterem, büyük padişah hala 400 milletvekiline nasıl kavuşacağının hesabını yapıyor. Davutoğlu ise, ehliyetsiz yani varlığıyla ve yokluğuyla tartışılacak kadar pasif bir müstafi başbakan olmaktan öteye gidemiyor. Dar gelirli aile çocukları vatan için canlarını ortaya koyarken, o ise hür iradesini dahi ortaya koyamıyor. Gerçi Ahmet Davutoğlu gibi bir adam hür iradesini ortaya koysa ne olur, koymasa ne olur. Onlarca polis şehit düşüyor. Ortada İçişleri Bakanı yok. Onlarca askerimiz şehit düşüyor. Ortada Milli Savunma Bakanı yok. Güvenlik güçlerimiz bir ölçüde kaderleriyle baş başa bırakılmış vaziyette.
Türkiye can derdinde. Türkiye vatanın bölünmez bütünlüğünün derdinde. Büyük padişah ile AKP ise 400 milletvekili peşinde. Adamların başka derdi yok!
Önümüzdeki 1 Kasım günü ilan edildiği gibi genel seçimler yapılır ise Türk Ulusu’nun 400 vekilin ne olduğunu göstereceğinden kimsenin kuşkusu olmasın.
Önümüzdeki süreçte şartlar ne olur ise olsun kazanan sağduyu olmalı.