7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidar olma gücünü kaybeden AKP iktidarının hukuksuz tutum ve davranışları artarak devam ediyor.
Halen elinde bulunan iktidarı kaybetmemek için çırpınan, yukarıdan aldığı talimatla da Türkiye Cumhuriyeti’ni yeniden seçime götüren AKP’nin müstafi hükümeti, Kaçak Saray’ın da onayıyla ve yardımlarıyla istediği her şeyi kafasına göre ayarlıyor ve yapıyor. Terörle mücadele hariç.
Tüm olumsuzlukların yaşandığı Doğu ve Güneydoğu’dan her gün şehit haberleri geliyor, her yer harabeye dönmüş. Arkadaşların umurunda dahi değil. Önemli olan büyük padişah Recep Tayyip Erdoğan’ın huzuru. Ahmet Davutoğlu başkanlığındaki müstafi hükümetin ana görevi de Tayyip Erdoğan’ın mutluluğunu sağlamak. Gerisi gerçekten hikaye.
Kaçak Saray’da oluşturulan gölge hükümetin de ana görevi aynı. Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları, gölge kabine aracılığıyla müstafi hükümete iletiliyor ve sonra da gereği yapılıyor. Tıpkı İpek Medya Grubu’na yapıldığı gibi.
Havuz medyasının dışında kalan tüm medya kuruluşlarını düşman gibi gören, linç etmeye çalışan mantık, son olarak İpek Medya’ya hayali bir suçlamayla operasyon düzenleyerek bir ölçüde “Ya benimle olursun ya da seni linç ederim.” denildi. Sadece bir kişiyi mutlu etmek için seçim kararının alındığı bir dönemde medyaya uygulanan bu baskının geri tepeceğini hep birlikte göreceğiz.
Aslında İpek Medya Grubu’na yapılan baskının Sözcü ve Cumhuriyet gazetelerine de uygulanmak istendiği seslendiriliyor. Bu duyumlar üzerine geride bıraktığımız Salı günü Sözcü gazetesi köşe yazarları gazetedeki köşelerini boş bırakarak tepkilerini göstermişlerdi. Sözcü yazarları bir ölçüde, “Demokrasinin olmadığı ülkelerde basının da hür olamayacağını” anlatmaya çalışmışlardı.
Tam 13 yıldan beri Türkiye Cumhuriyeti’ni hep yanlış adreslere taşıyan AKP’li yöneticilerin, yapılan kamuoyu sonuçlarından memnun olmadıkları açıkça görülüyor. Ancak demokrasiden uzak, hukuktan yoksun uygulamalarla AKP’ yi bir yerlere taşımak mümkün olmayacaktır.
Baskılarla, hukuksuzluklarla bir yere varacaklarını, bu yolla güçleneceklerini düşünenlerin ne kadar güç kaybedeceklerini ibretle izleyeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.
Denizde bir damla misali Anadolu’nun bir köşesinden de olsa açık bir şekilde baskı altına alınmak istenen İpek Medya Grubu’na yapılan bu adaletsizliğin bir an önce sonlandırılması gerektiğini savunuyoruz.
Kin ve nefretle devlet yönetilemez.