27 Mart 1994 tarihinden 2014 yılının Mart ayına kadar kesintisiz 20 yıl Tarsus Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan küçük padişah efendimiz Kocamaz’ın, yaşadığımız kentte bıraktığı izlere bakıyorum da yamuk-yumukta olsa (!) altyapıdan başka kayda değer hiçbirşey göremiyorum. Bu anlamda gösterdikleri tahammülden dolayı Tarsusluları gerçekten gönülden kutlamak gerek.
“Tarsus Berdan Barajına zehir atıldığı yolunda duyumlar aldık. İkinci bir anonsa kadar musluklardan su içmeyin, Hepinizi Allah’a emanet ediyorum” savsatasından, Tarsus İdmanyurdu maçında kulüp yöneticilerini protesto eden bir grup sporsevere “Bunların hepsi o….. ç….” Sözüne kadar yaşanan ve kullanılan sözler Hacı Kocamaz’ı unutmamamıza fazlasıyla yetiyor!.
“Oldu da bitti Maşallah” yöntemiyle getirildiği Tarsus Belediye Başkanlığı koltuğunda 20 yıl kesintisiz olarak oturan Kocamaz’ın Tarsus’a ve Tarsuslulara verdiği zarara baktığımızda akla ilk olarak içme suyu faturaları geliyor.
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin (masrafların sadece ¼’i ödendikten sonra) bedava verdiği içme suyunu uzun yıllar Tarsuslulara tonunu ortalama 6-7 TL’ye satan Kocamaz’ın daha sonrada Tarsusluların içtikleri suyu Dünya Bankası yetkililerine ipotek ettirdiği ortaya çıkmıştı! Tarsusluların içtikleri suya konulan ipoteğin 2029 yılında kalkacağını bizzat Kocamaz’ın kendisi müjdelemişti! Yani demek oluyor ki; Tarsusluların içtikleri suyun bedelini bugüne kadar Dünya Bankası yetkilileri belirlemişler.
Geride bıraktığımız 20 yıllık süreçte Kocamaz’ın toplum adına yaptığı hizmetlerin neler olduğuna baktığımızda kocaman “BİR HİÇ” ile karşılaştığımızı görüyoruz!
Çift dikişli olarak yapılan hizmetler gözler önünde. Hayvanat bahçesinden, yapay şelaleye; havuzlardan, Yarenlik Alanı’nda yerle bir edilen çay bahçelerine kadar tüm yapılan hizmetler, önce yapıldı sonra da yıkıldı. Ancak, daha sonra tekrar yapıldı!
Hele hele hiç gereği olmadığı halde TEMSA’dan 6 milyon (trilyon) liraya satın alınan o halk otobüsleri varya… İddiaya göre Tarsus Belediyesi’ne her ay 50 bin ile 90 bin TL arasında zarar getiren o otobüsler.
Satın alınan otobüslerin tanesi yine iddiaya göre 150 bin yerine 200 bin TL’ye (milyara) alındı ve bu kamuoyunca da dikkatle izlendi.
Bir tek sabit semt pazarı inşaatına 350 ton demir harcandığını söyleyen zat-ı muhterem Kocamaz’ın en büyük özelliğinin ise belediyenin tüm taşınmaz mallarını satmak olduğu anlaşıldı!
Yüzüncü Yıl Çarşısı’ndan Belediye’nin misafirhanelerine, sigorta müdürlüğü ile Medikal Park Hastanesi’nin bulunduğu alandan, Toptancı Sebze ve Meyve Hal’ine kadar satmadık bir tek taşınmaz mal bırakmayan hazret, Cumhuriyetle yaşıt olan Tarsus idmanyurdu’nu da bir alt lige düşürmeyi ihmal etmedi. Adamın her tarafından başarı fışkırıyor! Kocamaz o denli başarılı ki çorba ikram ederek dahi hedefine kavuşabiliyor.
Padişah efendimizin kısa bir süre sonra kara yerine havada dolaşacağını düşünüyorum…
Hani ailesi Kocamaz’ı lüks koşullarda yetiştirmişti ya!...