GAZETECİNİN görmedim, bilmiyordum diye bir savunması olamaz. Gazeteci halkın sesi, dili, kulağı olduğuna göre her şeyi görmek ve bilgi sahibi olmak zorundadır. Bazı konularla ilgili geç haberdar olduğumuz oluyor. Önemli olan telafi etmektir.
* * *
Tarsus’un Bağlar Mahallesi’nden bir grup bizi, yani AKDENİZ GAZETESİ yazı ailesini mahallelerine davet ettiler. Gittiğimizde Berdan Baraj suyunun tahliyesi için kullanılan DSİ DS 2 no.lu kanalda oluşturulan çağ dışı bir konu hakkında dert yandılar.
Olayı şöyle özetlememiz mümkün:
Söz konusu kanal Bağlar Mahallesi ile Ülküköy’ü ikiye ayıran kanal. Kanalın sağ tarafında Kocamaz’ın, kardeşinin ve din hocasının villaları bulunuyor. Villaların bulunduğu sağ tarafta kanal boyunca yıllar önce ihata duvarı yapılmış. Ancak kanalın sol tarafında yani Bağlar mahallesi tarafında ise ihata duvarı bugünde yok. Bu ilkel tabloyu kim oluşurdu diye sorduğumuzda her olumsuzluğun ortasında yer alan (!) yine Kocamaz zadeler çıktı. Başarı, yine Padişah Kocamaz’ın başarısı!
Her fırsatta hizmette eşitlikten, sevgiden, saygıdan, adaletten söz eden Kocamaz’ın, Bağlar Mahallesi ile Ülküköy arasında yaptığı hizmet ayrımı öyle sıradan bir ayırım değildir.
Kanalın dili yok ama sözünü ettiğim ilkel anlayışın ürünü olan hizmet, görenlere şunu söylüyor… “Sağ taraftan kanala düşmek yasak, ancak aynı kanalın sol tarafından kanala düşüp gerekirse ölmek serbest!”
Dedim ya kanal konuşmuyor ama, orada ki görüntü böyle diyor. Aklı başında her insan oradaki tabloyu böyle okur, böyle değerlendirir.
Deveye “neren eğri?” diye sorduklarında, deve de “nerem doğru ki?” diye cevap vermiş.
Padişah Kocamaz’ın Tarsus’ta hangi işi doğruydu diye baktığımızda çoğunun yamuk-yumuk olduğunu görüyoruz. Bir daireden 4 bin TL yapı kullanma izni parası almaktan tutunda çift dikişli, üç-dört dikişli hizmet anlayışından, 350 ton demir harcayıp yaptırdığı bir tek semt pazarına kadar. 27 Aralık Stadı’ndan, Faruk Sodan sahasına, Erkut Kuzeyman sahasına kadar yaptırdığı tüm sahalar kelimenin tam anlamıyla bir şeyler yapmış olmak için yapılmış hizmetlerdir. Sadece hizmet yapmış olmak için hizmet yapmanın mantığı olamaz. Padişah Kocamaz Hak’tan, hukuktan, eşitlikten söz ederken neyi kastediyor anlaşılır gibi değil.
* * *
Su arıtma tesislerine yakın bölgeye kurduğu hayvanat bahçesinde ziyaretçilerin ilgisini çekecek yeteri kadar hayvan yok. Tarsusluların parasıyla yaptırılan geniş geniş alanlar boş duruyor. Kocamaz’a sesleniyorum;
Kocamaz bilmediğin işe niye girdin? Tarsus’un öncelikli sorunu hayvanat bahçesi miydi?
* * *
Bağlar Mahallesi ile Ülküköy’ü ayıran DSİ kanalındaki ibretlik görüntü orta yerde duruyor. Bu tabloyu oluşturan zihniyetin neler düşündüğünü bilemem ama ikinci sınıf insan muamelesi gören insanların isyanları orta yerde. Bu insanlar olumsuz tabloyu oluşturanlara sesleniyor ve diyorlar ki;”Kocamaz, biz ikinci sınıf insanlar değiliz. Biz devletini ve milletini seven insanlarız. Sen hizmette ayırım yapsan dahi.”
Padişah Kocamaz’ın eşitlik anlayışı orta yerde duruyor. Bu zat-ın eşitlikten söz etmeye hakkı olabilir mi?