TERÖR olaylarında sol ayağını kaybetmiş olan gazimizin feryadını dinledim televizyonlarda.Gazi kendisine takılan protez ayağın parasının bir bölümünü ödeyemediği için haciz işlemi yapıldığını anlatarak kendisinden istenen 37 bin TL’yi ödeyecek imkanı da olmadığını haykıra haykıra anlatıyordu.
Yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti’nde vatan görevini yaparken terör olayında ayağını kaybeden vatandaşımıza bakıyorum, ama diğer taraftan da Cumhurbaşkanlığı köşkü durur iken kendisine AK SARAY yaptıran devlet büyüğümüze de (!) bakıyorum.
El insaf be arkadaş. Vatanı için ayağını kaybeden gaziye haciz işlemi başlatılırken diğer taraftan ise yaklaşık 1 milyar dolarlık AK SARAY. Bu olacak iş mi?
Milyonlarca insanımız asgari ücretle de olsa iş bulamadığı, bir o kadar insanımızın da çöp bidonlarından topladıkları ile yaşam savaşı verdikleri Türkiye’de yaşanan kepazeliğe bir bakar mısınız?
Büyük Padişah efendimiz Tayyip Erdoğan sadece AK SARAY yaptırmakla da yetinmeyerek kendine bir de Uçan Saray satın aldı. Yaklaşık 800 milyon dolara mal olan ve adına uçan saray denen özel uçak; 4. özel uçak oldu.
Kısa bir süre önce belirtmiştim. Dünyanın en gelişmiş ve en zengin ülkelerinin başında gelen İsviçre’de ne Cumhurbaşkanının, ne de Başbakan’ın bir tek özel uçağı olmadığını belirtmiştim. İsviçre’de veya onun gibi çağdaş ülkelerde Cumhurbaşkanı veya Başbakan’ın dış seyahatleri kiralık uçaklarla gerçekleştiriliyor. Devlet adamlarına harcanan her kuruşun vatandaşın parası olduğu gerçeği unutulmuyor.
Büyük Padişah efendimizin durumu özetle böyle. Aile bireylerini ve yakın dostlarını merak etmeye gerek yoktur sanırım. Hepsinin ensesi ve kellesi yerinde.
Ya küçük Padişah Kocamaz efendimiz. Sormayın; O hayattan ve kavuştuğu imkanlardan farklı biçimde yararlanıyor. 1994 yılında İslami ve Demokrasi kurallarına uygun (!) biçimde Tarsus Belediye başkanlığı koltuğuna getirildikten sonra her dönem kentin ayrı bir köşesine taşındı. Son olarak da Çamlıyayla’da yaptırdığı malikaneye konuverdi. Son 7 aydan beri de Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda laf üretiyor. Bilahare iş üreteceğe benziyor! O’nun da bir sarayı olsun istiyorum.
Toros Dağlarının eteğine bir güzel saray yapılsın ve adı da “HELAL SARAY” olsun diyorum. “HELAL” ifadesi 30 Mart 1994 gecesini de hatırlatır.
Onun için “HELAL SARAY” OLSUN DİYORUM.
Yakışır bölgemizin HACI başkanına!