AKP iktidarıyla birlikte çok kısa bir zamanda (10 yıl gibi bir süreçte) MÜSİAD’ı temsil eden holdirlerin yaratılması bizleri şaşırtmaktadır. Bu durumu bırakalım Cumhuriyet tarihini dünya tarihinde eşi ve benzeri olmayan bir durum olarak değerlendirirsek yanılmış olmayız.
AKP 4 Kasım 2002 seçimleriyle iktidara geldi ve yolsuzlukla mücadelenin öncelikleri arasında olduğunu sık sık dile getren Erdoğan, kabine üyeleri hakkında başta hayali ihracattan toplu gümrük kaçakçılığına sahte fatura düzenlemekten vergi kaçakçılığına kadar bir çok suçlamaya ilişkin müfettiş raporlanrını, yargı kararlarını ve soruşturma dosyalarını ise görmezlikten geldi.
Suçlu bulduğu önceki hükümet görevlilerini, yüce divana sevk ederken aralarında kabine üyelerinin bulunduğu yirmi bine yakın yolsuzluk ve usulsüz sanığının affedilmesi için uğraşmıştı. Ve yine bu dönemde vergi kaçakçıları, hayali ihracatçılar, sahte fatura düzenleyenler ihaleye fesat karıştıranlar, zimmetine para geçirenler dokunulmazlık zırhlarıyla korunmuş ve bağışlanmışlardır. AKP’nin ilk 4,5 yıllık iktidarı döneminde başta başta Erdoğan olmak üzere yol arkadaşları, kardeşler, enişteler, çocuklar, kızlar, damatlar, kız kardeşler kaynayan kazanda nasiplerini alarak ekonomik yönden değişmiş, gelişmiş ve serpilmişlerdir.
Kendi beyanına göre kişisel serveti dolarlarla ifade edilen (Bu durum 8 yıl öncesinde) Başbakanın çocuklarının “Gemi yüküyle” servetleri ve trilyonluk villaları da bu hesa.a dahil edildi. 500 YTL maaşla çalışırken başbakan babasının deyimiyle “İş takibi yapmak yerine” 2,5 milyon dolara gemi alan 1 milyon TL’ye villa sahibi olan oğulların öyküsü de iktidarın seyir defterine işleniyordu.
Bir ülkede kapitalist sistem ne kadar gelişirse gelişsin yoksulluk başta olmak üzere yolsuzluk, rüşvet, adaletsizlik ve suç oranları da o kadar getirir ve de yaygınlaşır!
Cumhuriyet kurulduğundan bu yana ara ara kimi zaman toplumsal barışın sağlanması ve çoğu zamada sistemin sdevamlılığını sağlamadaki etkinli düzenlemelerde heh affetle geleneği sürdürülmüştür. Affetmenin hep iktidarlara oy potansiyelinin artacağı olarak düşünülmüştür. AKP iktidarı da aynı düşünceyi hayata geçirmek ve kendi yandaşlarını kurtaracak af düzenlemelerini hayata geçirmeden yana kullanmıştır.
Ülkemizde ilk genel afla 7 Ocak 1922 tarihinde tanıştı ve cezalarının üçte ikisini tamamlayan mahkumlar aftan yararlanarak salıverildiler. Ardından 1923-1924 afları, 1933 yılında da Cumhuriyetin 50. Yılı nedeniyle hazırlanan aflarla 10 genel af, 4 genel afla da genel yasa çıkarıldı. 2000 ve 2002 yıllarında çıkarılan Rahşan Ecevit affı. Mali affın en önemlisi ise 17 Mayıs 1924 tarihli vergi affıydı. “2003 yılına gelinceye kadar çıkarılan afların sayısı genel teblig şeklinde düzenlemelerde dahil 37’yi buldu. Çıkarılan ekonomik afların gerekçesi kimi zaman ülkede yaşanan bunalımda (Bizlerde) darboğaza düşen mükellefi kurtarma bu aflar esas olarak işbirlikçi büyük holdinğlerin işine gelmiştir. Kimi zaman ise hiçbir dönem başarılamadı-bu affın amacı vergi tahsilatını artırmaktı. Çıkarılan afla (Maliyenin) devletin kasasına hatırı sayılır bir gelir getirmemiştir.
“AKP iktidarı tarafından çıkarılan mali afların sayısı da neredeyse cumhuriyet tarihi boyunca çıkartılanların sayısını azaltmayacak nitelikteydi. AKP iktidarı da vergi barışını sağlamak amacıyla 27 Şubat 2003 tarihinde vergi barışı yasası çıkartıldı. Gerekçesi de hazırdı. Toplumsal barış sağlanacak.
-Devam Edecek-