Ülkemizde 2008 stagtatif dip krizinin etkisini 10 yıl arayla yaşamaktayız. 2009’da milli gelir 14,7 oranında düşmüştü. 2018 Aralığında imalat sanayisinde yüzde on düşme gerçekleşmiştir. Sanayi sektöründeki düşüş ivmesi Ocak 2019’da da var hızıyla devam etmektedir. Aynı dönemde tarımda da bitkisel üretimde düşüşler yaşandı. İnşaat sektörü de hızla küçülme eğiliminden nasibini aldı.
Bunlar ekonomideki üretken tabanın hızla daraldığının önemli bir ölçüsünün olduğunu ifade etmektedir. Ülkemizdeki finans sektöründeki bunalımın Mart 2018’den itibaren yabancı sermayenin ülkeye girişlerinin daralmasıyla başladığına tanık olmaktayız. Yabancı bankalar Türkiye’den alacaklarının anapara tahsiline başladılar. 2018 ağustos-eylül arasında 11,7 milyar dolar anapara tahsil edilmiş. Ülkemizdeki bankacılık sistemi ise, dış kredilere iç kredi sistemi oluşumunu beslemektedir. Bu durum dışa bağımlılığın bir göstergesi olarak değerlendirmemiz gerekir. Seçim sonrası zincirleme bir iflas dalgası gündemde olasılığı oldukça yüksektir.
Yerel seçimler sonrasında devem etmekte olan krizin faturası tüm emekçi halkın üzerinde büyük bir bunalım etkisi yaratacağı kaçınılmaz olarak görülmeye devam edecek ve işten çıkarmalar, (aşağı-yukarı bütün sektörlerde) işsizlik ücretlerinin ödenmemesi, yoksullaşma, sahipsizleşme, üretimin düşmesi, toplumsal bunalım, ülkemizdeki tüm emekçi sınıfları (iş gücünü satarak geçinenleri) toplumsal dayanışmada götürebilir!
Baş düşman baş çelişki anlayışıyla, başta Tarsus - Mersin olmak üzere, ülke çapında 31 Martta yapılacak belediye seçimlerinde tüm emekçi kitleleriyle bağları olan CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) ve diğer ilerici partilerin sol partiler (sol- cephe) ve sendik ve dernek hekim, mühendis ve kuruluşlarıyla bağlarının yoğunlaştırılması, yurt çapında toplumsal ve ruhsal çöküntünün bertaraf edilmesi ülke çapında çaba çaba sarf edilmesi gerekmektedir.
Ülke çapındaki bu örgütlenme anlayışı Faşizme, gericiliğe, ırkçılığa her türden şovenizme, talan ve soyguna karşı verilecek mücadelenin temel hedefleri olmalıdır.
Mutlaka bu anlayış ülke çapında yerel seçimlerin sonrada devam ettirilmelidir. Baskının, zulmün, terörün, sömürünün, soygunun, haksızlığın olmadığı laik, eşitlikçi ve sosyal bir devletin egemen olduğu bir toplumsal yapının oluşması dileğiyle mücadele edilmelidir. (Devam edecek)