Dolayısıyla ne yapıp, ne edip iktidarda kalmanın bir yolunu bulmak istiyorlar. Anayasayı değiştirip, devlet terör rejimini takviye ederek kendilerine korunaklı bir sığınak yaratmak istiyorlar! Lakin onlara bu fırsatı vermemek, heveslerini kursaklarında bırakmak mümkün!
Ara ara günümüze damgasını vuran 2008 krizi büyük dünya tekellerinden tutunda, onların altları olan tröst, kartel, holdingler, büyük, orta ve küçük işletmeler; küçük, orta ve büyük esnaf olmak üzere tüm sektörlerin bu krizden etkilenmemesi mümkün değildir. Şu andaki yaşadığımız ortamda böylesi bir tablonun meydana gelmesidir. Ayrıca bugün için ülkeyi yönetenler de bu durumdan nasiplerini fazlasıyla almaya başladılar. Velhasıl bugünkü sömürüye, baskıya dayalı rejim, geniş toplum kesimlerinin nazarında yavaş yavaş meşrutiyetini kaybetmeye başladı.
1914-1918’deki Birinci Dünya Savaşı (paylaşım) savaşı içinde Rusya’da 1917 ekiminde proleteryanın siyasi ve ideolojik önderliği ve köylülüğün temel örgütlü gücü, komünist partisi ve Lenin’in önderliğinde “SOSYALİST” devrim oldu. Çin’de de (İkinci Dünya Savaşı sonrasında 1949’da Mau’nun önderliğinde) köylü devrimi oldu. O tarihlerde de her iki ülkede gerek sosyalist devrimin, gerekse de köylü devriminin objektif ve sübjektif şartlarının olgunlaşmasıyla gerçekleştiğini müşade etmekteyiz.
Ülkemizde de Birinci Dünya Savaşı’nın akabinde 1923 tarihinde “Kemalist Devrim” veya Cumhuriyet Devrimi gerçekleşmiştir.
Şu andaki dünya krizi ülkemizi ve ülke egemenlerini ve ülkedeki toplumsal yapıyı giderek daha da etkileyerek devam edecektir. Egemen güçler (sömürücü sınıflar) sömürü, talan, baskı ve iç savaşı daha da meşrulaştırarak sürdürmeye devam edeceklerdir.
Bugün için ülkemizin içinde bulunduğu şartlar nedeniyle anayasa değişikliği adı altında devlet terör rejimini yeniden kurumsallaştırarak, şiddeti ve kaos ortamını yaratmaya devam edeceklerdir.
Bugünkü dünya ezen, sömüren, topluma her türden baskı uygulayan, kendinden olmayana, kendi gibi düşünmeyene eziyet etmekten kaçınmayan, kendi sınıfı adına sömürü, yağma ve talanı meşrulaştıran ve faşizmin değişik biçim ve yöntemlerini acımasızca uygulayan ve toplumsal yaşamı yaşanmaz hale getirenlere, elbirliği ve gönül rahatlığıyla karşı koymanın geldiğine inanıyor.
Teröre kurban olanları rahmetle anıyor, topyekün ülke ve dünyaca bu belalardan kurtulmamızı diliyorum.
Devletin ve de devletimizin SOSYAL bir devlet anlaşışıyla yönetilme ve herkesi kucaklayacak bir yapıya kavuşması, iyi günlerimizde olduğu gibi kötü günlerimizde de kötülüğümüzü aratmayacak anlayışta olan bir yapıda DEVLET olması temennisiyle! (BİTTİ)