HAZİRAN ayında yapılacak olan genel seçimler nedeniyle siyaset sahnesinin ısınmaya başladığını görüyoruz.
Haziran ayının ilk haftasında yapılacak olan genel seçimlerde milletvekili olmak isteyenler yavaş yavaş orta yere çıkarak aday adaylıklarını açıklamaya başladılar. Şu ana kadar çıkıp “Ben milletvekilliğine aday adayıyım” diyenlere de bundan sonra diyeceklere de başarılar diliyorum; yolları açık olsun.
* * *
Her insanın gönlünde bir yerlere gelmek veya milletvekili olabilme arzusu elbette yatıyordur. Herkesin milletvekili olması mümkün değildir elbette.
Gerçek manada milletvekilliği çok sorumluluk isteyen bir görevdir. Milletvekilinin asıl görevi vatandaşa faydalı olmaktır. Onun sorununa çözüm üretmektir. Sadece parlamentoda parmak kaldırıp, parmak indirmek değildir.
Son 30 yıldır kentimizden ve bölgemizden milletvekili seçilenlere bakıyorum da “Aman Allah’ım” demekten kendimi alamıyorum. Milletvekili olarak seçip Ankara’ya gönderdiğimiz insanların büyük bölümü ya parmak kaldırıp-indirmekle yetinmiş ya da ek olarak kendi yakınlarının işleriyle meşgul olmuşlardır. Yakınlarını bir yerlere taşımışlardır!.
Hepsi o kadar…
Devletin kallavi maaşı nasıl olsa cebe akıyor!
Bugüne kadar seçtiklerimizin genel mantıkları hep böyle olmuştur. Yaşanan bu gelişmeler bir ölçüde adam seçmesini bilemediğimizi ortaya koyuyor. Asıl suçlu sorumsuzca davrananlarda değil, asıl suçlu onlara yetki veren bizlerdedir.
Kullandığımız oy’un kıymetini bilmiyoruz.
Yaklaşık 5.5 ay sonra yeniden sandık başına gidip kentimizi ve bölgemizi temsil edecek vekilleri belirleyeceğiz. Seçeceğimiz vekiller yine parmak kaldırıp, parmak indiren cinsten mi olacak, yoksa gerçek manada milletin vekili mi olacak şimdiden kestirmek mümkün değil.
Özellikle Tarsus kenti tüm çıplaklığıyla gözler önünde duruyor. Sanayinin çöktüğünü, yani fabrikaların tamamen kapalı olduğunu, bir tek bacadan dahi duman tütmediğini sanırım herkes net bir şekilde görüyordur.
Pamukluk Barajı’nın su kaçırdığını, hava alanı temelinin ise sularla kaplı olduğunu da ibretle izliyoruz!