Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yaşananlara akıl sır erdirmek gerçekten mümkün değil. Bir tarafta kendisini o makama taşıyan insanlara hizmet etmek isteyen Başkan Vahap Seçer var, diğer tarafta ise iyi niyeti görmezden gelerek vatandaşa götürülmek istenen hizmetleri engellemek isteyen AKP’li ve MHP’li belediye meclis üyeleri var!
Geride kalan 20 aylık zaman dilimi içerisinde Mersin bölgesine hizmet etme aşkı ve duygularıyla hareket eden Başkan Vahap Seçer, yerel yönetimlerin gelirlerinin büyük oranda azaldığı böylesine bir dönemde Belediye Meclisi’nden borçlanma ile ilgili yetki almaya özen gösteriyor. Diğer tarafta ise Vahap Seçer’in bu haklı talebine sürekli ret çeken (!) bir topluluk olduğu hemen göze çarpıyor. Hem de hiçbir gerekçe göstermeden. Amacın ise Başkan Vahap Seçer’i çalıştırmamak olduğu apaçık ortada.
Mersin Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde bulunan AKP’li ve MHP’li meclis üyelerine seslenmek istiyorum.
Sayın üyeler, meclisten borçlanma yetkisi isteyen Başkan Vahap Seçer, borçlanma yetkisini kendisi için değil, kendisini o makama taşıyan bölge insanlarına hizmet götürme adına istediğini herkes çok iyi biliyor. Herkes çok iyi biliyor ama, nedense siz bu gerçeği bilmiyor gibi davranarak Başkan Vahap Seçer’i cezalandırdığınızın farkında mısınız?
Bu tutum ve davranış çok yanlıştır. Siz sadece ve sadece sizleri seçen insanlar dahil olmak üzere bölge insanlarımızın tamamını cezalandırıyorsunuz. Keyfi tutum ve davranışlarla siyaset yapılamaz. Bu denli halka ceza vermeye hakkınız da yoktur, olamaz da.
Bağlı oldukları siyasi partilerin genel merkezlerinden gelen talimat doğrultusunda hareket ederek bölge insanlarına götürülmek istenen hizmetleri engelleyen Mersin Büyükşehir Belediyesi Meclisi’ndeki Cumhur ittifakı üyelerinin biran önce silkelenip kendilerine gelmeleri gerekmektedir. Aksi halde “Balık baştan kokar” atasözü kendiliğinden bir kez daha doğrulanmış olacaktır.
* * *
Başkan Vahap Seçer’in Cumhuriyet Halk Partili olmasını ölçü olarak kabul edip haklı taleplerini dahi reddetmeniz doğru bir davranış değildir. Aksi halde “O makamda işiniz nedir?” diye sorarlar adama.
Sergilediğiniz siyasi anlayış, maalesef ki çağın gerisinde kaldı! Bunu biran önce fark etmeniz, birlikte yaşadığımız bölge adına bölge insanlarımız adına şüphe yok ki daha faydalı olacaktır.
Sonuç orta yerde duruyor. Başkan Vahap Seçer, halkın yararına olacak neyi getirirse getirsin, belediye meclisinin AKP’li ve MHP’li üyeleri bildiklerini okumaya yani “YOK” demeye devam ediyorlar.
“Cumhur ittifakı meclis üyeleri bir yerlerden talimat mı alıyorlar?” diye insanın aklına gelmiyor değil! Umudumuz ve beklentimiz, bu durumun biran önce düzelmesi ve vatandaşın aleyhine olacak durumlar için olumsuz oy vermekten vazgeçerler.
ELEKTRİK DAĞITIM ŞİRKETLERİ
Birlikte yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 83 milyonluk nüfusuyla bir garip ülke olduğunu kabul etmemizin, hepimiz için bir hak olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Yaşanan tüm olumsuzluklar yetmezmiş gibi daha geride bıraktığımız hafta içerisinde elektrik faturalarına elektrik dağıtım şirketlerinin yönetici kadrolarının yiyecek, konaklama ve seyahat harcamalarıyla ilgili giderlerinin vatandaşın sırtına yüklenmesine karar verilmişti. Alınan bu acayip karar ülkemizi yönetenler tarafından da imzalanmıştı. Tepki gelince karardan geri dönüldü.
Gündeme gelen bu ilkel kararın üzerinden birkaç gün geçtikten sonra yine de elektrik kesintisiyle maalesef karşı karşıya kalan yine mağdur edilen vatandaş oldu.
Soğuk Aralık ayının ortalarına gelmiş olduğumuz böylesine bir dönemde kesilen elektrik saatlerce gelmeyince olan yine vatandaşa oldu; çocuklarına oldu. Geride bıraktığımız Pazartesi günü saat 13’te kesilen elektrik saatlerce gelmeyince üşüyen, karanlığa gömülen yine vatandaşlar oldu! İster istemez insanın aklına şu soru geliyor. Yoksa diyorum elektrik dağıtım şirketi yetkililerinin başka bir istekleri mi var acaba?
Dağıtım şirketlerinin yeni bir arzuları veya istekleri var ise Türk halkının onu da karşılamaya hazır olduklarını bilgilerine sunmak gerektiğini belirtmek isterim!!!
Kuşku yok ki memleketimiz yönetiliyor. Yönetiliyor ama nasıl yönetiliyor. Onu sormaya gerek yok. Her şey orta yerde duruyor.
Tam da bu noktada İsviçre’de yaşayan bir yakınımın anlattıkları geldi aklıma. Yaklaşık 50 yıldır İsviçre’de yaşayan yakınım orada, yani İsviçre’de elektriğin bir defa ve sadece 5 dakika kesildiğini, bunun üzerine her haneye mektup gönderilerek özür dilendiğini belirtmişti.
Elbette ki buranın Türkiye olduğunu unutmamak gerekir. Burada saatlerce elektriksiz kalan vatandaşımız elektriğin neden kesildiğini sormaya kalksa kimbilir başına neler gelir!!!
Türkiye, güçlünün güçsüzü ezdiği bir ülke haline gelmişte bizim haberimiz olmamış!