
-Ankara'dan resmi bir yetkili Arapların kapısını çalmış:
-Var mısınız 1 milyar dolar iddiasına, demiş; ne için geldiğimi bilemeyeceksiniz?
- Cübbeli Arap yetkili:
-Çok da zor değil, demiş; neden geldiğinizi kestirmek.-Herhalde borç isteyeceksin?
Ankara'dan gelen resmi zevat, bir gözünü kırpmış:
-Bilemediniz işte, demiş; nasılsınız diye hal hatır sormaya gelmiştim.
-Verin bakalım 1 milyar dolar...
Arap yetkili:
-Anan güzel mi? Dedikten sonra, cübbesini savurtarak kaçmış!!!
***
BELKİ DÜNYANIN ALTI ÜSTÜNDEN İYİDİR
İktidar milletvekili gezilerinde, açlıktan susuzluktan ekonomik sıkıntıdan hiç söz etmez, sürekli ahlaki çöküntüden bahsederek hep olumsuz örnekler verirmiş.
-Bu memlekette böyle ahlaksızlık sürüp giderse diye başlayarak devir daim makinesi gibi propagandasını hep bu minval üzerine sürdürürmüş.
Yine bu tarz konuşma yaptığı köyün birinde; zaten canı burnunda, geçim derdinden muzdarip kızgın bir köylü dayanamayıp cevap vermiş:
-Altı üstüne gelsin vekil efendi gelsin demiş, şu memleketin haline bak, belki altı üstünden daha iyidir!
***
ELİM KIRILSAYDI DİLİM TUTULSAYDI
Anne, gece yarısı uyandığında kızının odasında olmadığını görür. Kalkıp mutfağa gittiğinde kızını yaşlı gözlerle kahve içerken bulur.
-Ne oldu, neyin var?
Kız:
-24 yıl önceki seçim de ilk oy atarken ki heyecanımı hatırlıyor musun?
Anne çok duygulanır, demek ki kızı 24 yıl önceki yıllarını hatırlayıp, uyuyamamıştır.
-Evet der duygulu bir sesle.
Kız:
-Daha üniversiteye yeni başlamış 18 ime yeni basmıştım hatırlıyor musun?
Anne:
-Evet der o günleri hatırlayarak.
Kız:
-Bana ancak bu parti ülkeyi selamete çıkartabilir diyerek hangi partiye oy vereceğimi söylemiştin, onu da hatırlıyor musun?
Anne:
-Evet der gülümseyerek.
Kız:
-Bende senin sözün tutup senin dediğin partiye oy vermiştim hatırlıyor musun?
Anne:
-Evet der, büyük bir sevgiyle ve kızının her detayı hatırlamasından çok mutlu.
Kız: Sonrada üniversiteyi bitirip ''güya'' öğretmen oldum hatırlıyor musun?
Anne: Ah benim öğretmen kızım dedi gururla…
Kız: Yaşım 40 ı geçti halen atama beklediğimi de hatırlıyor musun?
Anne buruk bir sesle: Hatırlamaz olur muyum, hatırlıyorum tabi…
Acı acı gülümseyen kız: Keşke hatırlamasaydın anne! Keşke elim kırılsaydı, dilim tutulsaydı da senin sözünü tutup oy vermeseydim; hem ülkemin hem de kendimin bahtını karartmasaydım, belki şimdiye kadar kırılan elim iyileşir, tutulan dilim açılırdı!
***
TAHSİN AĞA'NIN ÖLÜMÜ
Abdal kendi şivesiyle Tahsin Ağa'nın ölüm olayını şöyle anlatır.
Abdal: Ağa Teshin öldü amma yer yerinden oynadı.
Teshin’imin öldüğünü Gadirli Gaymakamına duyurunca Gaymakam been elindeki gelem pıtadana düşmüş, çıtadanak gırılmış ağa.
Daha sonra Adana Velisine bildirmişler, ordan da Demirel Hökümetine.
Dış dövletlerden meses üstüne meses gelmiye baslamış,
Tehsin’in öldüü gün hökümat emir vermis bayraklar yarıya indirildi.
Ceneze kalkarken Gadirli şehri zınkadanak durdu ağa.
***
Teshin: : Tahsin
Adana velisi: Adana Valisi
Gadirli: Kadirli ilçesi
Meses: Mesaj
Dısdövletler: Dış ülkeler
Pıtadana: Çıt diye ses
Zınkadak: Aşırı derecede kalabalıktan tıkanma
***
Aklınızda Bulunsun: Hasetçinin Huzuru, Çabuk Darılanın Dostluğu, Yalancının Yiğitliği Olmaz!