Tarsus İdmanyurdu Kulübü’nün de yer aldığı 2. ligde 16 hafta geride kalmış durumda. Temsilcimiz TİY şu an için 18 puana sahip. Bu haftayı BAY geçecek olan Sarı-Lacivertlilerin, ligin ilk yarısında 2 maçı daha kalıyor. Bugünkü mevcut tablonun özeti bu.
Durumun çok vahim olduğunu, temsilcimizin her geçen gün karanlığa daha da gömüldüğünü söylememiz gayet mümkün. Teknik kadronun terk ettiği, bazı futbolcuların çekip gittiği, çalışanlarının maaş alamadığı; hatta birikmiş borcu nedeniyle tesislerinin elektriği kesilen ancak rica-minnet on günlüğüne elektriği yeniden açılan bir camiada huzurdan söz edebilmek mümkün olabilir mi?
“BEN” demenin çok doğru bir şey olmadığını biliyorum. Ancak olayı iyi anlatabilmem adına özür dileyerek “BEN” diyeceğim. Geride kalan aylarda şampiyonluk naraları atılırken, ben bu köşemde o gün için yaşananların plansız-programsız olduğunu, Tarsus İdmanyurdu’nun ligde kalmasının dışında bir hesabı olmaması gerektiğini yazmıştım. Çünkü şampiyonluk şarkılarının söylendiği süreçte dahi yedek kulübesi boştu!
Oynayan topçuların alternatifleri yoktu. Tıpkı geride kalan Pazar günü oynadığımız ve 2-1 mağlup olduğumuz Ankaraspor maçında olduğu gibi. Futbol yönetmeliği 90 dakikada 5 oyuncu değişikliğine müsaade ederken, Tarsus İdmanyurdu’nun yedekleri sadece ve sadece 3 kişiden ibaretti. Böyle bir tabloda başarılı olabilmek elbette ki mümkün değildir.
Gelelim Haluk Bozdoğan’a…
Peşinen söylemem gerekirse Haluk Bozdoğan’ın Tarsus’u nasıl yönettiğine bu kentte yaşayan herkes gibi bende alıştım. Ama Tarsus İdmanyurdu’na bakış açısına bir türlü alışamadım.
Önce şunu ifade edeyim ki toplumsal bir görevi üstlenip halktan kopuk yaşayan hiçbir kişinin başarılı olması mümkün değildir. Ama konu Tarsus İdmanyurdu olunca sessiz kalmak mümkün olmuyor, olmamalı da.
Bozdoğan, “Tarsus İdmanyurdu’nun kuruluşunun 100. yılına şampiyon olarak girecek ve bu şekilde kutlama yapacağız” derken, ben bu köşemden şampiyonluk hesaplarının doğru olmadığını, mevcut şartlardaki takımın ligde kalmasını sağlamanın başarılı olarak kabul edileceğini söylüyordum. Bugün için teknik kadrosu ve futbolcuları tarafından terk edilmiş, tesis elektrikleri borç yüzünden kesilmiş, yedek kulübesi boş olan Tarsus İdmanyurdu kelimenin tam anlamıyla karanlığa gömülmüş vaziyette.
Tarsus İdmanyurdu camiasının böylesine sefil ve rezil bir duruma gelmiş olmasından dolayı birkaç kişinin büyük vebali var ama Bozdoğan’ın vebali ise çok büyük.
Belediye Başkanlığı koltuğunda oturmakta olan Bozdoğan’ı bir kez daha uyarıyorum.
Tarsus İdmanyurdu kulübü on binlerce Tarsuslu’nun kırmızı çizgisidir. Elbette ki M. Can Bulut olarak benimde. Sakın olaki bu takım küme düşmesin. Ara transfer dönemi de kapıya dayandı. Tarsus İdmanyurdu ara transfer döneminde elde kalan futbolcularını da kaybedebilir. Onun için çok dikkatli olman gerekiyor. Bu işin şakası yok. Tekrar Tekrar uyarıyorum, birkaç adam gibi adam bul ve takımı teslim et. Gerekli tedbirleri şimdiden al.
Uyan ve kendine gel Bozdoğan. Tarsus İdmanyurdu’nun hesabını verebilmek kolay olmaz. Benden uyarması.
Sözün özü,
Bozdoğan, bu saatten sonra Tarsus kentini nasıl yönettiğin hiç önemli değil. Belediyenin temizlik birimi görev yapıyor, o yeter. Bu saatten sonra senden başarılı olmanda beklenmiyor. Dedim ya, Tarsusluların göz bebeği olan TİY’ne sahip çık ve tehlikeli bölgeden uzak kalmasını sağla.
TİY’nin bu hafta grubunda BAY olması dahi büyük bir şanstır. Takımda kalan futbolcuları iyi motive edersek ilk yarıda kalan 2 maçı da kazanma şansımız çok yüksek. Yeter ki oyuncuları iyi motive edelim. İlk yarıda oynayacağımız 2 lig maçında ki 6 puan ligin ikinci yarısında ki 12 puandan daha değerlidir.
Kaçarak, gizlenerek, maça gelmeyerek bir yerlere varılmaz.
Tekrar ediyorum aman dikkat!
10 lira bulunmaz küme düşersin, 110 lira harcar düştüğün yerden çıkamazsın.