Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş mücadelesi için Samsun’a çıktığı ve Türkiye’nin kuruluş meşalesinin yakıldığı 19 Mayıs’ın 102. yıl coşkusu tüm Türkiye’de olduğu gibi bölgemizde ve kentimizde de büyük bir coşkuyla kutlandı.
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği etkinlikler sabah saatlerinde Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in de katılımıyla kutlamalar Tarsus sokaklarında, caddelerinde başlatıldı.
Üstü açık otobüslerle düzenlenen şehir turuna Başkan Seçer’in yanı sıra Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan, CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay, CHP Tarsus İlçe Başkanı Ozan Varal ve belediye meclis üyeleri katılım gösterdi.
Tarsuslu vatandaşların büyük ilgi gösterdikleri ve alkışlarla eşlik ettikleri şehir turunda heyette bulunanlar, 19 Mayıs coşkusuna ortak olan vatandaşları selamladırlar.
Son olarak yapılan yerel seçimlerin üzerinden yaklaşık 26 ay geçti. Geride kalan 26 aya baktığımızda CHP’li olan Tarsus Belediye Başkanı ile Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı’nın böylesine önemli bir kutlamada ilk kez bir araya geldiklerine şahit olduk. Geride kalan 26 ayda ayrı kalınmasının sebebi veya suçlusu falancadır demeye gerek yoktur sanırım. Gerçeği de toplumun bildiğini söyleyebilirim.
Son söz olarak diyorum ki;
Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan ile Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in kutlamalar çerçevesinde gerçekleştirdikleri tablo, mükemmel bir tabloydu.
Özlenen bir tabloydu.
Sergilenen bu güzel tablonun bundan böyle daha sık bir şekilde ortaya konulması özellikle Tarsusluların en büyük temennisidir. Yaşanan birliktelik geleceğin aynası olsun.
Her şeye rağmen diyorum ki, geride kalan 26 aya gerçekten yazık oldu. Çünkü “birlikten kuvvet doğar” diye bir söz vardır.
Boşa geçen 26 ay’ın telafi edilmesi herkesin ortak temennisi olsa gerek.
GELECEĞİMİZ HAYROLA
AKP iktidarının Türkiye’yi ve 83 milyonluk Türk insanını nereden nereye getirdiğine baktığımızda neler görüyoruz neler. Yaşı 40-45’in üzerinde olan her Türk insanı son 18 yılda yaşananların canlı şahitleri oldular ve yaşananları gördüler.
Çok gerilere gitmemize gerek yok.
Özellikle son bir ay içerisinde yaşanan olaylara baktığımızda o kadar çok olumsuzluklar görüyoruz ki, gerçekten çok düşündürücü, çok üzücü.
Pandemiyle birlikte başlatılan kapanma süreciyle ilgili olarak açıklanan hükümet kararları vatandaşlarımızın başlarını döndürürken, özellikle Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı alkol kararnamesi ise gerçekten vatandaşın başını daha çok döndürdü. Bir ölçüde vatandaşların alkol almalarına gerek bırakmadı!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili olarak önce başlatıldığı açıklanan, sonra da vaz geçildiği bildirilen soruşturma ise kelimenin tam anlamıyla komediydi. Neymiş efendim Ekrem İmamoğlu ziyaret ettiği türbeye elleri arkada vaziyette girmiş; mazerete bakar mısınız. Ekrem İmamoğlu türbeye esas duruşta mı, yoksa sürünerek mi girecekti?
Ya Habertürk televizyonuna yapılanlara ne demeli? Havuz medyasının kalın parçalarından bir tanesi olan Habertürk televizyonuna ve 2 çalışanına bazı MHP’lilerin yaptıkları haksızlık gerçekten çok düşündürücüydü. Habertürk’te yaşanan gerginlik sonucunda televizyonun 2 üst düzey çalışanı işinden ve ekmeğinden oldu. MHP’nin, AKP’nin küçük ortağı olduğunu da unutmamak gerekir.
Daha önce medyadan çekinen siyasetçiler şimdiler de medyaya yön verir hale geldiler. Demokrasinin olmadığı ülkelerde bu ve bunun gibi olayların yaşanması kaçınılmaz olur.
Aylardır 128 milyar doların akıbetini açıklayamayan, 17 günlük tam kapanma sürecinde hak sahibi garibanlara bir kilo çökelek dahi veremeyen AKP hükümeti şimdi de yeniden barışabilmek için Mısır’ın peşine düştü. Bundan 7 yıl önce hem de durup dururken Mısır’la kötü olacaksın, sonra da yeniden dost olabilmek için heyet göndereceksin. Diyelim ki Mısır bizimle yeniden dost olmayı kabul etti.
Peki kaybolan tam 7 yılı nasıl geri getireceğiz, diye AKP’nin önde gidenlerine sormak gerekir.
AKP’nin Türkiye’yi artık yönetemediği gözler önünde duruyor. Sürekli olarak oy kaybetmeleri AKP’nin önde gidenlerinin kimyalarını bozmuşa benziyor. Tabanda görülen çözülmenin yakın bir gelecekte yukarıya da yansıyacağı kaçınılmaz olacaktır.
AKP hükümetleri boyunca Türkiye ve Türk insanı çok şey kaybetti. Geleceğimiz hayrola.