Gerçek olan o ki, cehalet cesareti getiriyor. Bunun en somut örneği ise adına Barzani denen O ukala herif.
90’lı yıllarda ayağı titreyerek geldiği Türkiye’den aldığı pasaportla “bir noktada adam yerine konulmaya” başlanan Barzani, uzun yıllar muhatap alınmadı.
Barzani, AKP’nin önde gidenleri tarafından baş tacı yapılınca “ne oldum!” delisi oluverdi. Hele son Ankara ve İstanbul ziyaretlerinde adına bayrak denen bez parçasının Türk bayrağının yanına çekilip dalgalandırılması zat-ı iyice şımarttı.
Türkiye başta olmak üzere Irak ve İran’ın tüm uyarılarına rağmen Barzani dün sözde Bağımsız Kürdistan için referanduma gitti. Bu vahim olayın sonu nereye varacak bilinmez. Ancak Ankara’nın bu herife çok öfkeli olduğu aşikar. Barzani’ye operasyon an meselesi. Adamın beyni çok kalın olsa gerek! Çünkü laf dinlemiyor. O laf dinlemiyor olabilir ama Ortadoğu’nun geleceği için O adama mutlaka laf anlatılmalı, gereken yapılmalıdır. 15 yıldan beri olduğu gibi bugünde hükümette AKP olmasına rağmen Barzani’ye haddini bildirmek kaçınılmaz oldu.
Türkiye’nin 21 ilini; kurmayı hayal ettiği sözde Kürdistan sınırları içerisinde gösteren Barzani’nin hayal gücü çok yüksek! Bu Barzani’yi bu denli şımartan güçler elbette ki var.
Örneğin İsrail…
Bir tek Türk’ü, bir tek Müslüman’ı sevmeyen İsrail’in Türkiye’yi, İran’ı, Irak’ı sevmesi mümkün değildir. Türkiye ne yapılması gerekiyor ise biran önce yapmalıdır. Aksi halde Barzani gibi boş kafalı adamlar başımıza çok daha büyük belalar açabilir.
Gerekenin yapılması içinde daha fazla zaman kaybetmeye hiç de gerek yoktur.
Barzani’nin yanlışı tahammül gösterilecek yanlış değildir. Bu davranış kelimenin tam anlamıyla cehaletin göstergesidir.