Eski bir savcı ve CHP milletvekilinin tutuklamaları değerlendirişi: “Bence bu olayın en ilginç yönlerinden biri soruşturmanın olmasıdır. Bu ancak aralarında birilerine özel bağlarla bağlı ve son derece güvenen savcı-polis işbirliğiyle mümkündür. Böylesi bir operasyonu elde çok kuvvetli bilgi, bulgu ve belgeler olmadan yapmak son derece risklioid bedeli yüksektir. O nedenle ben bu sosruşturmadan en azından çoçukları göz altına alınan bakanları zora sokacak kanıtlar olacağını düşünüyorum”
Soruşturmanın fiyaskoyla sonuçlanmasını pek zannetmiyorum. Bu operasyon için düğmeye basanlar her şeyi hesaplayıp planlamışlardır. Aksi takdirde operasyonun düğmesine basanları ve arkasındaki güçler ciddi bedel ödemek zorunda kalırlar. Dolayısıyla ben bu operasyonun çok ciddi sonuçlara yol açacağını düşünüyorum. Ülkemiz önceden (Yakın zamana kadar) cemaat medyası ve bazı iktidar yanlısı gazeteciler bir sivil baskı zümrenin oluşmasını yürekten desteklemişlerdir. Bunları söylerken başlarına geleceklerden sanki habersizlermiş gibiydiler. İlkönce cemaatle iktidar arasında başlayan dershaneler tartışması bardağı taşıran son damla oldu sanki! Ülkemizde dershane sayısı oldukça fazla 3830 dershane. Bu dershanelerde 50 bine yakın öğretmen görev yapmaktadır. Dershane ücretleride oldukça yüksek: 2 bin TL ile 10 bin TL arasında değişiyor. Toplam dershanelerin %’i cemaat dershanelerine aittir. Dershanelerin 950’si cemaat dershanesidir.
Gülen cemaatinin AKP iktidarında hem dershane hem özel okul ve özel üniversitelerdeki rant gelirleri zirve yaptı. Bu zirveyle birlikte devletin bütün kurumlarında örgütlü gücü (Hem sivil bürokrasi hem de askeri bürokrasi de) göz kamaştırıcı düzeyde gelişti.
Görüyoruz ki; madde varsa (Durup dururken hiç bir şey olmuyor) bununla birlikte siyasi ve ideolojik güçte etkinliğini (Örgütsel etkinliğini) geliştiriyor demektir.
AKP’yi temsil eden (MÜSİAD) holdingleri başta imamhatip, gülen cemaatine bağlı dershane, özel okul ve üniversitelere hazırlık aşamasına gelen öğrencilerin üniversitelerden mezun olmaları ve çalışma hayatında devletin bütün kurumlarında (Sivim bürokrasi ve ordu bürokrasisinde örgütlü bir güç haline gelmesi giderek tedirginliği arttırdı. Başta Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı (Emniyet Genel Müdürlüğü kadrolarında örgütlenmeleri (Teşkilatlanmaları) AKP iktidarında tedirginliğin artmasına neden olmuştur ve AKP gülen cemaatinin ittifak çelişkisinin bozulmasının temel nedeni olarak (Suyu taşıran son damla) dershanelerin tesviyesiyle ilgili başladığına tanık olduk.
Gülen hareketi gerçekten sivil bürokrasi dedeğiniz İşişleri Bakanlığına bağlı Emniyet, Adalet Bakanlığına bağlı ve savcı hakim kadrolarında önemli ölçüde örgütlü bir güve sahip olduğuha tanık olduk ve Erdoğan iktidarına karşı devletin bu kurumlarında oluşan (Gülen cemaati örgütlü gücü) örgütlü gücü 17 Aralık 2013 Salı günü harekete geçerek Cumhuriyet Başsavcılığının oranıyla yapılan emniyet operasyonlarında üç bakanın oğlu ile iş adamlarının adının karıştığı yolsuzluk operasyonları genişletilerek yürütülmüştür. Operasyonlarda gözetim altanı alma ve tutuklama nedeni: Yolsuzluk, kaçakçılık, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma, yasak bölgeleri imara açma, imarda oynanan oyunlar vb. olarak nitelendirilmektedir. Özellikle bu davada üç bakanın oğlu ile işadamlarının adının karıştığı yolsuzluk operasyonları genişletilerek yürütülmüştür. Operasyonlarda gözetim altına alma ve tutuklama nedeni; yolsuzluk, kaçakçılık, rüşvet, ihaleye fesat karıştıdma yasak bölgeleri imarda oynanan oyunlar vb. olarak olarak nitelendirmektedir. Özellikle bu davada üç bakanın adının geçmesi ve bakan oğullarının yargıya intikal etmesi AKP’yi ve de bakanları çok zor durumda bırakabilir. -Devam Edecek-