Ekonominin yarattığı yorgunluk, Gazze’de yaşanan insanlık dramı, Cumhuriyet’in 100. yılı coşkusu derken, içten içe kaynayan “siyaset kazanında” bu hafta sonu önemli bir dönemeçten geçilecek.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38. Olağan Kurultay’ı Ankara’da yapılacak…
4-5 Kasım’da gerçekleşecek CHP Kurultay’ın da mevcut Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Özgür Özel, Örsan Öymen ve İlhan Cihaner’de yeni dönemde Genel Başkanlık koltuğuna oturabilmek için delegelerin karşısına çıkacaklar. Genel Başkanlık yarışının yanı sıra Parti Meclisi’ne girebilmek içinde birçok kişi ter dökecek.
Kurultaylar, yeni bir başlangıç olarak görülür. Bana göre iki önemli seçim arasında yapılan CHP büyük kurultayının tarihi oldukça hatalı. Mayıs seçimlerinden önce veya yerel seçimlerden sonra gerçekleştirilecek Kurultay’ın daha sağlıklı sonuçlar alınması açısından faydalı olacağını düşünüyorum.
* * *
Türkiye’de 2017 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde uygulamaya konulan %50+1 seçilme sınırının doğurduğu “ittifaklar sistemi” nedeniyle, sadece CHP kanadında değil; hem Cumhur İttifakı tarafında, hem de diğer muhalefet bloğunu oluşturan siyasi parti tabanlarında da gözler bu kurultaya çevrilmiş durumda.
14 ve 28 Mayıs seçimleri sürecinde olağanüstü performans göstermesine rağmen, istenilen başarının gelmemesi nedeniyle tüm eleştirilerin odağı haline gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu kurultaydan nasıl bir sonuç alacağı, daha doğrusu Genel Başkanlık koltuğunda her hangi bir değişim olup-olmayacağı tüm siyasal çevrelerde merakla bekleniyor.
Nedeni yukarıda da belirttiğim gibi ittifaklar…
CHP kurultayından nasıl bir sonuçla çıkacağı, parti delegelerinin alacağı kararın özellikle 4-5 Kasım’dan sonra ki birkaç günde kamuoyunda nasıl yorumlanacağı dikkatle bekleniyor.
Birçok partinin “Biz kendi adaylarımızla seçimlere gideceğiz, gitmeyi planlıyoruz, bu konuda çalışmamız var” gibi söylemleri, özellikle birkaç ay sonra tabanlarında inandırıcı gelmeyecektir. Çünkü, rakibinizin birleşerek girip tek aday çıkardığı yerel seçimlerde, sizin tek başınıza aday gösterip kazanmanız gerçekten zor olacaktır.
Bu noktada, Cumhur İttifakı dışında kalan partilerin, yerel seçimlerde başarı kazanmalarının yolu, adı ne olursa olsun yeni ittifakların kurulmasına yol açacaktır. Aksi halde bile bile lades diyecek, kısacası doğru şekilde politika üretemeyecek parti liderleri, şu süreçte değil ama, yerel seçimlerden sonra bir bir koltuklarını terk etmeye başlayacaklardır.
Muhalefet tarafının en büyük partisi konumunda ki Cumhuriyet Halk Partisi kurultayında yaşanacak gelişmeler, yerel seçimler öncesinde siyasi sürecin şekillenmesinde oldukça önem arz ediyor.
ÖVÜNÜRÜZ AMA, TARSUS İDMANYURDU’NUN ÇEKTİKLERİNİ SADECE İZLİYORUZ!
Tarsuslular olarak tarihimizle, coğrafyamızın güzellikleriyle, havamızla, suyumuzla övünür dururuz.
80’li yıllarda tekstil fabrikalarımızla övünürdük,
Ticari hayatın yoğun olduğu kentte gece hayatıyla, parklarda gerçekleşen konserlerle, Tarsus plajında yapılan günübirlik pikniklerle övünürdük,
Yazlık sinemalarımızla, cazibe merkezi olmasından dolayı hızla büyümesiyle övünürdük.
Bir de Cumhuriyetle yaşıt Tarsus İdmanyurdu Spor Kulübümüzle övünürdük.
Maalesef ki 80’lerin bu kent insanı açısından “değeri olan” birçok şeyi bir bir kaybettik.
Gelinen noktada da Tarsus İdmanyurdu’nu kaybediyoruz! Geçtiğimiz yıl 2. ligde tutunamayıp, 3. lige düşen Tarsus İdmanyurdu, kötü günler yaşamaya devam ediyor.
Maddi imkansızlıklar, transfer yasağı, kadro yetersizliği nedeniyle İdmanyurdu, şu anda 3. lig 1. grupta son sırada bulunuyor. Eğer ki gerekli müdahale yapılmaması durumunda amatör kümeye düşecek.
Kısacası bütün kent, en önemli marka değerimiz olan Tarsus İdmanyurdu’nun çektiklerini sadece izliyor. 100 yıllık kulüp amatör kümeye gidiyor!