Sevgili okuyucular, aşağıdaki fıkra sadece bir fıkradır ve gülmek için yazılmıştır. Bazı yakın dostlarımın testlerinin pozitif çıktığı haberleriyle sarsıldım.
Şu pandemi günlerinde, covit-19 virüsüne inat yaşama sarılmalıyız. Tedbiri elden bırakmadan, maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyarak tebessüm etmeliyiz diye düşünüyorum.
Hasta olan tüm dost tanıdık ve tanımadıklarıma sesleniyorum, Lütfen moralleri yüksek tutalım ve pes etmeyelim. Daha çok yaşanacak günlerimiz ve daha çok görülecek yerlerimiz olacak inşallah…
Hastalıkla mücadele eden dostlarıma acil şifalar ve hepinize sağlıklı günler diliyorum.
+++
FIKRA
Tarsus’un en lüks oteli olan Zorbaz Otelinin önünde lüks bir araba durur. İçinden son derece yakışıklı bir adam iner.
Adam omzunda bir kuşla lobiye doğru ilerler ve "bir oda kiralamak istiyorum" der.
-Nasıl bir oda olsun, diyen otel görevlisi, (adamın omuzunda bulunan kuşun havalanarak bir tur atıp tekrar omuzuna konmasını şaşkınlıkla izler.)
Adam: "Kral dairesi olsun " der ve yerleşmek için yukarı çıkarken kuş tekrar havalanır, bir tur atar ve adamın omuzuna geri döner.
Akşam yemek salonuna çok pahalı bir elbiseyle ve çok şık olarak inen adamın kuşu yine omuzundadır.
Adamın omuzundaki kuş sistemli olarak 5 dakikada bir kalkıp tekrar omuzuna inmeye devam etmektedir.
İki gün bu durum böyle devam edip durunca otel müdürü üçüncü gün dayanamaz adama sorar:
"Af edersiniz beyefendi, biz Tarsus’un en zengin adamlarını tanırız. Fakat sizin gibi zengin, yakışıklı ve omuzunda ilginç bir kuş taşıyan Tarsus’luyu nasıl olur da tanımıyoruz valla hayretler içerisindeyiz! Acaba tanıyoruz da çıkaramıyor muyuz?" der.
Adam acı bir gülümsemeyle yanıt verir:
"Beni tanımanız olanaksız çünkü ben bir ay öncesine kadar dağlık bir köyde garip bir fukaraydım.
Müdürün hayretle açılan gözlerine bakarak devam eder: "Köyün dağlarında gezerken kayalardan düşmüş, ölmek üzere olan bir adam gördüm. Pek acımam yoktur ama hadi neyse bu adama yardım edeyim diyerekten yardım ettim, kayalıktan çıkardım, yaralarını sardım…
Meğerse adam iyilik meleğiymiş. Yaralarını sardıktan sonra birkaç yudum su verdim.
Suyu içtikten sonra ayaklanıp -sen iyi bir insansın benden üç dilekte bulun yerine getireyim dedi. Ben de bir müddet düşündükten sonra isteklerimi sıraladım.
1- Çok param olsun.
2- Çok yakışıklı olayım.
3-Beş dakikada bir kuşum kalksın.
Nerden bilirdim ben bu iyilik meleğinin ARGO bilmediğini!