Son seçimi kazanacaklarına o kadar inanmışlardı ki; kaybedince şok yaşayan parti taraftarları, şaşkın halde kendi aralarında kıkırdayarak bir şeyler konuşmaktadırlar.
Bu durumdan rahatsız olduğunu zanneden parti liderinin yardımcısı liderinin yanına giderek:
-Efendim siz aldırış etmeyin gülüşmelere, aslında çok üzgünler, diyerek liderini teselli, etmeye çalışır.
Bunun üzerine Parti Lideri:
-Muhterem yardımcım, neredeyse benim bile güleceğim geliyor! Bu seçimi de kaybettik!
***
YA DA FIKRASI
Adamın biri, eşiyle arasında uzun süredir bir ilişki problemi olduğunu fark eder, ne yaparsa yapsın karısının ilgisini bir türlü çekemez.
Sonunda çare karısını bir psikologa götürmeye karar verir.
Psikolog genç ve güzel kadının problemini çözmek için:
- Anlatın bakalım gününüz nasıl geçiyor?
Genç kadın başlar anlatmaya:
- Sabahları işe geç kalmamak için aceleyle taksiye biniyorum ancak yanımda para bulunmadığında şoför "Bayan ya parayı ödersiniz ya da..." diyor. Mecbur kaldığım için "ya da"yı seçiyorum.
Durum böyle olunca işe geç kalıyorum tabii. İş yerine vardığımda; patronumu kapıda, kaşları çatık beni beklerken buluyorum. Patron "Böyle işe geç gelmeye devam edersen seni işten atarım ya da..." Yine "ya da"yı tercih etmek zorunda kalıyorum.
Akşam eve yorgun argın geldiğimde ev sahibimizi kapının önünde buluyorum, geciken kiraya karşılık "ya kirayı hemen ödersiniz ya da..." diyor. Eeee.. Haliyle "ya da"yı tercih ediyorum.
Kocam eve geldiğinde ise bende o işi yapacak hal mi kalır doktor bey! Kalmıyor işte... Tahmin edersiniz yani!
Psikolog kadına şöyle bir baktı:
— Hanımefendi bu anlattıklarınızı kocanıza anlatabilirim ''ya da''…!!!
MUHALEFETİN STRATEJİSİ DE BİZİM FIKRAYA DÖNDÜ
-Ya tıpış tıpış benim işret ettiğim adaya oy verirsiniz; Ya da…!!! diye diye…!!!
***
KÖR KUYUDA NAZİL OLAN AYET
Fıkra bu ya;
Ünlü bir İmam, İstanbul'un en büyük camisinde yatsı namazı kıldıracaktır.
Bunu duyan zamanın Valisi de o camiye gider.
Neyse namaza başlanır.
İmam ilk rekâtta Nisa 163. Ayeti okur:
“Biz, Nuh'a ve ondan sonraki bütün nebilere vahyettiğimiz gibi, sana da
vahyettik. Ve biz İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakup'a, torunlarına,
İsa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a vahyettik. Ve
Davud'a da Zebur'u verdik.''
Arapça bilmeyen vali bey, içinden:
-Ulan İmam Efendi, tüm memleketin ismini saydın, benim ismimi geçirmedin ben sana göstertirim diye sinirlenir…
Namazdan sonra emniyet müdürüne talimat verir.
-bu İmama bir ders verin, bundan sonra ki namazlar da benim ismimi de söylesin der.
Polisler İmamı alırlar, kör kuyu diye bir yere götürüp:
“Lan sen namaz esnasında bütün milletin adını saydın, Vali beyin ismini nasıl saymazsın?” diye hırpalamaya başlarlar.
Zavallı İmam, önce ayeti anlatmaya çalışır, lakin bir türlü derdini anlatamaz sonunda bir temiz sopa yedikten sonra ikna olur!
Polisler derler ki:
- Yarın Sayın Valimiz yeniden camiye gelecek adını söylemezsen sen bilirisin, daha beter yaparız deyip ayrılırlar.
Ertesi gün Vali Beyle birlikte İstanbul Müftüsü de namaza gelmiştir.
İmam aynı ayeti okurken araya Vali Beyin adını da sıkıştırır.
Namazdan sonra Müftü Bey İmam'a yaklaşır ve sorar:
-Ayetin içinde Valinin adı nereden çıktı imam efendi?
İmam, cevap verir:
-O ayet dün gece kör kuyu da nazil oldu sayın müftüm!
***
AKLINIZDA BULUNSUN: Ya bir yol bulacağız, ya bir yol yapacağız! (Hannibal)
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.