Feodal üretim sistemin ve aynı zamanda da feodal toplumu yakından tanıyabilmemiz için, bu sistemi oluşturan toplumsal, ekonomik, siyasi, ideolojik ve hatta onun örgütsel yapısına bakmamız ve bu yapı (bu oluşum) içerisinde, üretim araçları mülkiyeti ve bunun kimin elinde olduğu, üretici gücü kimin teşkil ettiği, egemen sınıfların çıkarlarına bağlı olarak devletin devamlılığını sağlamadaki teşkilat yapısı, (ordu-bürokrasi,yargısal-yönetimsel ve denetimsel hizmetleri yerine getiren kurumlar gibi) ve bu yapının devamlılığını sağlamadaki örgütsel gücün fonksiyonları ve çalışma yöntemleri vb.
Öncelikle feodal üretim biçiminin ne olduğu ve mülkiyet ilişkilerinin hangi temele dayandığına bir göz atacak olursak: “Feodalite, tarımsal- kapalı ekonomiye dayanan, temel üretim aracını toprağın, temel üretim gücünün serfin oluşturduğu özel mülkiyetli topraklar üzerindeki özel mülkiyetin senyöre ait olduğu toprak ve üretim aletleri üzerinde kullanım hakkına sahip; ancak mülkiyete sahip olmayan serfin hem toprağa hem de kişisel olarak toprak sahibine bağlı bulunduğu, artı ürüne emek-rant yoluyla el konulan bir üretim biçimidir.
Çok geniş topraklara el koyan Frank Kralları, üst komutanları,öteki subayları ve memurlarıyla birlikte oturdukları büyük saraylar oluşturdular. Ancak geniş topraklarını sarayda oturanlarla merkezi biçimde denetlemek ve yönetmek mümkün değildi. Devraldıkları geleneklerden de yararlanarak yeni bir sistem geliştirdiler. Kendilerine bağlı erkanını, eski askeri ve idari görevlerini yerine getirmeye devam etmeleri koşuluyla ve aralarındaki ve aralarındaki hiyerarşiyi gözeten bir yöntemle kendi topraklarından bağışladıkları malikanelere yerleştirmeye başladılar. Malikanelerin içindeki tüm topraklar ve her türlü gelirle birlikte fief (dirlik) adını aldığı bu sistemle süzerenlik ve vasallık kurumları ortaya çıktı. “Feodalizm” sözcüğünün kökenini oluşturan Latince feodum, feodum’dan gelen fief kendisine toprak devredilen kişinin, bu toprak karşılığında çoğu kez askeri olmak üzere hizmet yükümlülüğü altına girmesi demekti. Toprak mülkiyetinin karşılığı hizmet, toprak mülkiyetini veren senyör, devralan kişi ise vasal’dır. Fief, feodal egemen sınıf içindeki hiyerarşik ilişkiydi. Dinsel kurumlar da bu ilişkinin içinde yer alıyor, uygulama yargı erki biçiminde somutlanıyordu. Tarihten Güncelliğe Sınıf Savaşları ve Devlet, Haluk Yurtsever, S:42-43.
Bu yargı erki biçimi şöyle bir işlevselliğe sahipti ve mekanizmanın çalışma biçimi de aşağıdaki şekilde işlemekteydi. “Senyörlerin, davacı danışman ve geleneğin temsilcileri olarak katılan vasalları için bir mahkeme kurma hakkı, onların feodal toplumda çekişmeleri karara bağlayarak yasa ve gelenek ihlallerini cezalandırarak iktidarlarını yürütmenin temel yoluydu. Mahkeme ayrıca vergi koyma ve asker toplama işlerini de yerine getiren yönetsel bir organdı. Marksist Düşünce Sözlüğü, Yayın Yönetmeni: Tom Bottomore, Çeviri:Mete Tuncay, İletişim Yayınları, S:233.