Türkiye’nin bugün bu noktaya gelmesinden mevcut iktidar kadar Meclisteki muhalefette sorumludur. Çünkü, gerici bir partinin iktidara gelmesinin yolunu aynı muhalefet partileri açmıştır. Önceki dönemde Tayyip Erdoğan’a başbakanlık yolunu açanlar, bu kez padişahlık yolunu açmaktadırlar.
Muhalefetin etkin ve seçenek olmadığı yönetimlerde, iktidar sahipleri diktatörleşirler. Bu iktidar sahipleri emperyalist merkezlerce de destekleniyor ise, o ülkenin sömürgeleştirilmesi kaçınılmaz olur.
Nitekim AKP iktidarı sayesinde, Mondros ve Sevr benzeri daha tehlikeli antlaşmalar ülkemizde fiilen uygulanır hale geldi. Bunun iki sebebinden biri muhalefetin iktidarsız, diğeri ise iktidarın muhalefetsiz kalmasıdır.
ABD emperyalizmi ve Türkiye içindeki Gladyo örgütlenmesi olan SüperNATO, iktidara getirmek istedikleri kişileri belirlemenin yanında muhalefet partilerin başına getirecekleri kişileri de belirliyor. Mecliste bulunan iktidar ile muhalefet partileri arasında fark bulunmamasının nedeni budur.
AKP iktidarı her ne kadar tek başına iktidara gelmiş, tüm devlet gücünü ele geçirmiş, seçmenlerin yüzde 50’sinin desteğini almış görünse de; Cumhuriyet tarihinin en güçsüz iktidarı durumundadır. İddia ediyorum haksızdır, hukuksuzdur, sabıkalıdır ve gericidir, Cumhuriyet yıkıcısıdır, karşıdevrimcidir ve hepinden de önemlisi vatan, millet ve Atatürk düşmanıdır.
Dışarıdan ABD, AB ve İsrail,… içeriden ise Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli ve PKK desteği ile ayakta durmaktadır. Ve halkın ayağa kalktığı daha ilk eylemde, AKP iktidarı sarsılmaya, iktidar sahiplerinin bulunduğu siyasi zemin kaymaya başlamıştır.
Ne gariptir ki, AKP iktidarının yıkılışından iktidar sahiplerinden çok Meclisteki muhalefet partilerinin liderleri korkmaktadır. Çünkü; ABD, AB, İsrail ve PKK çıkarlarının bozulmasından korkuyorlar. Milli Hükümet’in kurulmasını istemiyorlar.
AKP iktidarının yıkılmasından korkanların başında Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli, Fetullah Gülen ve BDP/PKK geliyor.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu AKP iktidarının başarılı olması için bol keseden kredi açmamış mıydı?!
MHP Lideri Devlet Bahçeli “AKP yıkılırsa felaket olur” dememiş miydi?!
AKP ile BDP/PKK her konuda birlikte hareket etmiyor mu?
Fetullah Gülen bu üçlüden daha çok korkuyor.
* * *
CHP’nin AKP’ye destek vermesi için; Kılıçdaroğlu bir operasyonla CHP’nin başına getirildi. Kılıçdaroğlu CHP’nin başına geldiği günden beri AKP iktidarının önündeki mayınları temizleyen bir “muhalefet(!)” anlayışıyla hareket ediyor.
Milyonlarca insan meydanlarda ‘HÜKÜMET İSTİFA’ diye bağırıyor; Kemal Kılıçdaroğlu ise Samanyolu tv de yaptığı bir söyleşide “eylemcilerin Hükümetin istifasını isteyen bir talepleri yok” diyor.
Dolaysıyla ana muhalefet ve iktidar seçeneği olmak yerine AKP’nin mayın temizleyicisi durumuna düştü.
CHP içindeki gerçek Atatürkçüler önce şu gerçeği görmeliler: Sosyal demokratlık asla Atatürkçülük değildir. Sosyal demokratçılık emperyalizm solculuğudur. Bu gerçeği ilk gören Atatürk, 1925 yılında kurulan sosyal demokrat bir partiyi derhal kapatmıştır. Atatürkçü olduğunu söyleyen ve Atatürk’ün mirasına sahip çıkmaya çalışan gerçek CHP’liler, Atatürk’te birleşmeliler, partilerini AKP/PKK’ya doğru düşüşten kurtarmalılar.
* * *
AKP’nin yıkılmasından korkan ikinci muhalefet lideri Devlet Bahçeli’dir.
“Türk Milletini ayaklar altına aldık” diyen bir iktidara karşı, Türk milleti ayağa kalkıyor; eline Türk bayrağı alan herkes meydanlara koşuyor. Ne yazık ki bu durumdan rahatsız olanların başında ‘milliyetçi’ geçinen Devlet Bahçeli geliyor. MHP lideri partililerine baskı yapıyor, tehdit ediyor. Milliyetçi ve Ülkücü kesimin vatan savunmasına katılmasını istemiyor. MHP liderinin ileri sürdüğü bahane ise çok komik! Milyonlarca insanın katıldığı meydanlarda Öcalan posteri ve PKK paçavraları varmış. Devlet Bahçeli uydurduğu bu yalana kendisi bile inanmıyor. Çünkü meydanlarda bir tane PKK bayrağı ve Öcalan posteri olmadığını kör insanlarımız bile görüyor.
Devlet Bahçeli tabanını böyle engelliyor ama AKP, BDP/PKK ittifakının yanında bir de kendisinin yer aldığını gizlemiyor; AKP, Devlet Bahçeli’den ne kadar hoşnut olduğu bu iki kesimin açıklamalarından belli değil mi?
Vatan ve millet düşmanı işbirlikçi bir iktidara karşı, iğdiş edilmiş ve iktidarsız bir muhalefet yerine artık Milli Hükümet kuracak ve iktidar olacak bir halk hareketine ihtiyaç vardır. O halk hareketi dalgalar halinde gelmeye başladı. Ufukta Milli Meclis ve Milli Hükümet net olarak görünmeye başladı.