Kurtuluş savaşını kazanan, bağımsız bir devlet kuran, Devrimler yapan, Dünyanın en hızlı kalkınma ekonomisini yoktan var edem İlk Meclisten son Meclise gelinen noktada elde kala kala 7 milletvekili kalmıştır. Atatürk’ün yanında da 4 Paşa kalmıştı.
Türkiye’nin özellikle 2002 yılından sonra yaşadığı yıkımlarda, talanlarda, dış politikada vb. ihanetlerde; başta bulunan iktidardan çok Meclisteki muhalefetin rolü vardır. CHP ve MHP liderleri ve ekipleri, bu ihanetlerde baş rolü paylaşmışlardır.
12 yıldır iktidarda tutulan AKP hükümeti, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en işbirlikçi, en teslimiyetçi, en zayıf bir karşıdevrim hükümetidir. Bu durumdaki bir hükümeti “güçlü” göstermek içim ellerinden geleni yapanlar ise dışarıda ABD,AB ve İsrail. İçerde ise CHP ile MHP liderleridir.
Bunun adı MUHALEFET İHANETİ-dir.
Nu ihanetin en büyük ve en son örneği Cumhurbaşkanlığı adayı gösterilmesi sürecinde yaşandı. Bu büyük ihanete ayrıca destek veren malum 14 milletvekili, BOP eşbaşkanını adeta ipten aldılar.
Kemal Kılıçdaroğlu ile Devlet Bahçeli, Başbakan yaptıkları Tayyip Erdoğan’ı bu kez cumhurbaşkanı seçtirmek uğruna intihar etmişlerdir. Yalnız intihar etmekle kalmadılar, partilerini de feda ettiler.
Ekmeleddin İhsanoğlu gibi bir adayın karşısına iddia ediyorum odunu aday gösterselerdi, emin olun Tayip Erdoğan’ı daha fazla zorlamış olurlardı! En azından CHP ve MHP içinde bölünme olmaz, birbirleriyle çatışma durumuna gelmezlerdi.
Atatürkçü ve Cumhuriyetçi bir şahsiyeti aday göstermeyen, gösterilmek istetenleri de çeşitli baskılarla engelleyen Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ikilisi, Türkiye’ye karşı daha büyük ve daha tehlikeli bir KUMPAS-ı başlatarak, Türkiye’ye karşı sanki ihanet içinde olduklarını bir kez daha ispatladılar. Bu kumpasın adını da “Tayyip’ten kurtulmak için…” yalanıyla kendi partililerine yutturmaya çalıştılar. Oysa Tayyip Erdoğan’a asıl şimdi kazandırdılar.
Bakın! Gezi şehidi 15 yaşındaki Berkin Elvan’la bile uğraşan koskoca “başbakan”, siyasi rakibi(!) Ekmeleddin ihsanoğlu’nu zerre kadar ciddiye bile almadı. Çünkü kumpas tuttu. Tayyip Erdoğan’a “padişah” olma yolu açıldı. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli sayesinde Türkiye bir kez daha tuzağa düşürüldü.
Kılıçdaroğlu ile Bahçeli’nin adaylığını destekleyen iki kişiden üçü “ Yeter ki şu Tayyip’ten kurtulalım…” hayaline sarılıyorlar. Hep “ ….. kurtulalım da…” diyenler, şimdiye kadar ayıdan kaçarken kurda yakalandılar. Bu kez daha beterine yakalanacaklar.
Beyler!!! Atatürk, İstanbul’dan Samsun’a çıkarken ‘Şu Vahdettin’den veya Damat Ferid’den kurtulalım’ diye çıkmadı. Kurtuluş Savaşı sürecinde de hiç aklına getirmedi. Vatan kurtulduğu zaman zaten haliyle Vahdettinlerden de kurtulmuş oldular.
“Tayyip Erdoğan’dan kurtulalım” diyenler, gerçekten samimi iseler. Bunun tek ve daha kolay bir yolu var: Doğru önderlikte, sağlam örgütte ve milli programlı vatan savunması mücadelesini örgütleyin. Önce Kılıçdaroğlu ile Bahçeli’den kurtulun, Tayyip’ten kurtulmanın yolu kendiliğinden açılır.
Beyler!. Kılıçdaroğlu ile Bahçeli’nin Tayyip Erdoğan’dan kurtulalım” söylemleri, kendi tabanlarını kandırmak için uydurulmuş koca bir yalandır.
Kemal Kılıçdaroğlu ve devlet Bahçeli ikilisi, eğer samimi olarak Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak isteselerdi 30 Mart yerel seçimleri büyük bir fırsattı. Bu seçimlerde; birleşmeye yanaşmayan bu ikili, Tayyip Erdoğan’ı bir kez daha kurtarmış oldular.
Sadece iki örnek: Ankara’da, Devlet Bahçeli Mansur Yavaş’a destek verse idi, Melih Gökçek hezimete uğrardı. Ama tersi oldu.
Bu iki parti Balıkesir’de işbirliği yapsalardı. Büyükşehir belediyesinin yanında 20 ilçeyi de kesin kazanmış olacaklardı. Yani Yalova modeli her ile olabilirdi. Kılıçdaroğlu ile Bahçeli engelledi.
Artık şu gerçek ne olarak görülmeye başlanmıştır: MUHALEFETİN İHANETİNE DESTEK VERMEK, İHANETE ORTAK OLMAKTIR!
Her seçim öncesi birleşmeye yanaşmayan ; ama, “aman oyları bölmeyelim” diyerek Meclis dışındaki gerçek muhalefeti güçsüzleştirmeye çalışan da yine bu iki parti lideridir.
Seçim çalışmasını Samsun, Erzurum ve Sivas’tan başlatan Tayyip Erdoğan, bir yandan “yeni bir kurtuluş savaşı veriyoruz” görüntüsüyle merkez sağdakilerin oylarını almaya çalıştı; diğer anlamıyla da kendi yandaşlarına “Atatürk’ün bu illerden başlayarak yaptıklarını, biz de bu illerden başlayarak yıkıyoruz” mesajını verdi!!!
Bugün Milli Hükümet kurmaya yanaşmayanlar, Kurtuluş Savaşı öncesi yaşasalardı, aynı şeyleri Atatürk’e karşı da yaparlardı.