Sadece Kıbrıs Barış Harekatı döneminde üçü de Ecevitçi idi.
Siyasete en hızlı girenlerden bir de M. oldu. Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Ecevit’in en hararetli destekçilerindendi. 12 Eylül’e doğru Türkeş’i biraz destekler gibi görünse de, kargaşa ortamının artması nedeniyle siyasetten tamamen koptu.
ANAP Hükümeti kurulur kurulmaz bu hükümete ailece tam destek verdi. Destek vermeyen aile bireylerini tehdit etti. Tam bir Turgut Özal hayranı oldu. ANAP politikalarını savunurken “Özal benim babam” diyordu.
ANAP dönemi kapanınca bu kez Tansu Çiller hayranlığı başladı. Bu arada kendini tamamen dine verdi. Dini ise sadece namaz kılmak ve oruç tutmak olarak yerine getirdi. Konuşmalarının tamamına yakını dinle ve parayla ilgiliydi. Namaz kılmayanla arasına mesafe kor, oruç tutmayana selam vermez, kendisi gibi düşünmeyenleri ateist olarak görürdü.
2003 seçimlerinde ailece oylarını AKP’ye verdiler.
2007 yılına sıradan Tayyipci görünen M., o yıldan sonra korkunç bir Tayyip Erdoğan hayranı oluverdi. Hatta O’nu peygamber olarak görmeye başladı. Tayyip karşıtı olan geniş ailesi ile konuşmaz oldu.
M.’e göre Tayyip’in her dediği ve yaptığı doğru, Tayyip karşıtlarının söyledikleri her şey yanlıştı. “Allah ömrümden alsın Tayyip’e versin” sözünü her ortamda söyledi. Ama günlerinin yarısı da hastane kapılarında geçti. AKP hükümetinin Irak, Libya, Suriye, Mısır politikalarına tam destek verdi. AKP-PKK ilişkilerini ise hep görmezden geldi.
Ergenekon tertibiyle Atatürkçü-vatansever komutanların ve sivillerin Silivri zindanına atılmasını ayakta alkışladı. Hatta AKP karşıtı olan yakın akrabalarına, “Orduyu bir bitirelim. Sıra sizlere gelecek” diyerek niyetini açıkça ortaya koydu.
Tayyip’ten sonra toz kondurmadığı ikinci kişi Fetullah Gülen. Ama 17 Aralık soruşturmalarının başlaması sonrasında en fazla kötü söz söylediği kişilerin başında Fetullah Gülen geliyordu.
Ergenekon tutsaklarının özgürlüğüne kavuşması moralini daha fazla bozdu.
Birkaç yıl önce M.’in büyük oğlu ile uzak bir şehirde tesadüfen karşılaşan H., eski arkadaşının oğlunu birden karşısında görünce hal hatır etti, eski arkadaşı M.’in sağlık durumunu sordu.
M.’in oğlunun sohbet arasında söylediği çok ilginç bir cümle vardı ki, her şeyi anlatmaya yetiyordu:
“Babam Hacca gitmeden önce melek gibiydi!”
Adam olacak çocuk gibi hain olacak çocuk da ilk başta kendini belli ediyordu.
(BİTTİ)