Anayasa Mahkemesi, resmi nikah kıymadan dini nikah yaptıranlara ve evlilik cüzdanını görmeden bu nikahı kıyan din görevlisine 2 aydan 6 aya kadar hapis cezası verilmesini öngören yasayı iptal etti.
Bu karar Laiklik ilkesine aykırıdır.
Anayasa Mahkemesi, Cumhuriyet devrimlerinin en önemlisi olan medeni kanunu yok farzetmiştir.
Anayasa Mahkemesi bu kararla kendini inkar etmiştir.
Bu Cumhuriyet yıkıcılığıdır, Cumhuriyet düşmanlığıdır, kadın düşmanlığıdır ve Suudileşme özlemidir. Anayasa Mahkemesi görev ihlali yapmıştır, kendini ihlal etmiştir. Ne yazık ki laik rejim yüksek yargı güvencesini yitirmiştir. Kimseyi aldatamazlar, gerçek niyetlerini saklayamazlar. Kadının bu kadar hiçleştirildiği bir dönem Cumhuriyet tarihinde olmamıştır. Bu kararla çocuk evliliklerine sonuna kadar kapı aralanmıştır. Bu karar, Muta nikahının meşrulaştırılmasının, resmi nikaha alternatif haline gelmesine neden olacak. Cumhuriyet kadınları çocuk yaşta evliliklerin önüne geçmek için mücadele verirken, Anayasa Mahkemesi verdiği kararla çocuk cinsel istismarının önüne geçecek son engeli de kaldırmıştır.
Bu kararla, artık ceza caydırıcılığı olmayacağından, sözde dindar erkekler çok sayıda kadınla “Muta nikâhı” kıydırabilecek; belli bir ücret karşılığında anlaşarak 8-10 yaşındaki kız çocuklarla imam nikâhı yapabilecektir.
Bu iptal kararından sonra artık birçok kişi, resmi nikah bile yaptırmayacaktır.
Sonra da üç kez “boş ol, boş ol, boş ol” diyerek kadını sokağa atacaktır. Resmi nikah olmazsa; kadınlar mirastan ve maaştan yararlanamayacak. Babanın reddi halinde çocuklara kimlik çıkarmak alabildiğine zorlaşacak. Çıkarılamadığı zaman da annenin nüfusuna kaydedilip gayrı meşru çocuk sayılacak.
Kadını hayatın dışına itmek, çocuk yaşta evlendirmek üzere çıkarmış oldukları 4 4 4 sisteminin önündeki en büyük engeli de kaldırmış oldular. Çocuk gelinlerin önünde duran tüm engeller kalktı.
Son 10 yılda çocuk gelin sayısı 466 bini geçti. 10’larca çocuk gelin intihar etti.
AKP’nin dayatmasıyla hayata geçirilen 4 4 4 kesintili eğitim sistemi 10 binlerce kız çocuğunun eğitim hayatının bitmesine, okuldan uzaklaşmasına ve eve kapatılmasına neden olmuştur. 13 yıllık AKP iktidarı döneminde öldürülen kadın sayısı 5330’e yaklaştı.
AYM bu kararıyla suç işlemiştir. AYM bu kararıyla aile hukuku, miras hukuku bakımından birçok problemlerin doğmasına neden olmanın yanında, kadını köleleştiren bir karara imza atmıştır. Kurtuluş Savaşımızı kadınlarımız sayesinde kazandık.
2. Dünya Savaşı sonrası yerle bir olan Almanya, kadınları sayesinde bugün Avrupa’nın en zengin ülkesi durumuna gelmiştir. Kadınların özgür olmadığı, 2. sınıf vatandaş sayıldığı ve şeriat hükümlerinin uygulandığı İslam ülkelerinde ise bugün neler yaşandığını, hangi acıların çekildiğini, kadınların nasıl ezildiğini hepimiz görüyoruz. Kadını özgür olmayan ve erkekle eşit duruma gelmeyen hiçbir ülke medenileşemez, özgürleşemez, kalkınamaz.
Ülkemizi birleştirmenin, milleti bütünleştirmenin ve ekonomiyi düzeltmenin yolu, tam bağımsızlıktan ve laiklikten geçer. Dolaysıyla Anayasa Mahkemesi, aldığı bu kararı tekrar gözden geçirmeli ve yürürlükten kaldırmalıdır.
Hak verilmez; alınır. Bunu en iyi Türk kadını bilir. Ayağa kalkan ve örgütlenen kadınlarımız, Cumhuriyet devrimlerinin kendilerine verdiği hakları geri almak zorundalar. Aksi taktirde ölüm fermanlarını kendileri imzalamış olurlar.