Mersin, Tarsus ve Bölgedeki gündem, ekonomi, son dakika, spor ve yaşam dünyasındaki önemli gelişmelerden anında haberdar olmak ister misiniz?

:

:

:

Said Nursi’yi Talebesinden Öğrenin!-3-

9 Ağustos 2016 Salı 10:04
Erdoğan GÖKÇE

 Mustafa Kemal’in tensibiyle Camilezher gibi bir şark  üniversitesi tesis etmek  hususunda fikrinin tahakkuku için 200 mebusun 163 milletvekilinin ittifakıyla 170 bin lira tahsilat verilir. Atatürk tarafından milletvekili ve Darulhikmeti İslam azalığı, hem de Şark vilayetleri umumi azalığı teklif edilir. Ama Sait Nur kabul etmez. Yeniden Van’a döner ve mağarada yaşamaya devam eder”(12). .Şimdi sormak gerekir:

 

Atatürk gerçekten 170 bin lira ver di mi? Verdi ise, bu para nereye harcandı. O zamana göre, bu kadar büyük para verilir de neden resmi kayıtlara geçmez.  Ayrıca Atatürk’ün kimsenin dini inancına ve vicdanına müdahale etmediği bir kez daha görülmüşken, Atatürk’ü günümüzde ve ısrarla “din düşmanı” göstermenin amacı nedir?

 

       “O kadar müşkül ve ağır şartlar altında eserlerini telif ediyor ki tarih hiçbir  ilim adamının bu kadar ağır şartlara maruz kaldığını kaydetmiyor” (13). İsa’laştırılmak istendiği açık. Bu iddiada bulunanların dünyadan ve özellikle Avrupa Engizisyon mahkemelerinden habersiz  oldukları  kesin.

 

Aslında bu iddiayı öne sürerek, Molla Sait’in ne kadar dayanıklı, imanlı, mücadeleci bir şahıs olduğu gösterilmeye çalışılıyor. Oysa aynı şahıs, kendilerine ders verilmesini isteyen bazı kimselere karşı “fikren perişanlığım, hastalığım ve daha çok sebepler, bu vazifeye müsaade etmiyor” diyerek kabul etmeyecektir. (14)

 

      “Müslümanlar için en mühim tehlike Fen ve felsefeden gelen tehlikedir” (15) der.  Hani, çeşitli ilmi eğitimler görmüştü ve yabancı bilim adamlarıyla tartışmıştı?!!!. Said’in bilim ve fen’e karşı olduğu,  “fen’i ve felsefeyi “en mühim tehlike” olarak görmesinden belli değil mi? Atatürk ise, tam tersine “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” demektedir. Herkesin kabul ettiği gibi doğrusu da budur.

 

Yine bu kitapta “ hayatı boyunca günde 50 gram ekmek ve bir tabak yemekten  başka hiçbir şey yemediği (...) çoğu kez ekmeğini suya banarak yediği” iddia edilir. Böyle bir beslenmeyle bu kadar sağlıklı yaşanır mı?   ayrı bir konu ama, Miran aşiret reisinin düzenlediği bir toplantıda, kendi çayını içtikten sonra, uykuya dalan diğer konukların çaylarını içtiği yazılmaktadır. Said’i Nursi’nin “günde 50 gram ekmekle” değil de zengin saraylarında beslendiği herkes tarafından biliniyor.

 

       Kitabın bir çok yerinde, Sait Molla için  “çok hasta, çok zayıf, çok ihtiyar, 28 yıl hapis yatmış, ağır eziyetler görmüş...” lüğü iddia edilerek;  mağdur, mazlum,  zavallı, suçsuz vs. gibi gösterilmek; karşıtlarını  da vicdansız, zalim, işkenceci vs. gösterilmek istenerek milletin vicdanı etkilenmeye çalışılıyor.

 

        Sait Molla, sürekli olarak “ kadınların yarı çıplak ve bacakları açık olduğu, Cumhuriyetle birlikte açık/gizli fuhuşun arttığını iddia etmektedir

 

Kısacası, millete şu mesaj verilmek isteniyor: Peygamber ne ise Sait Molla odur, Kur’an ne ise Risalei Nur odur. Şeklinde kıyaslamalarla  aslında yapılmak istenen  Said Nursi, Hz. Muhammet’le, Risale-i Nur’da Kuran’la yan yana getirilerek kıyaslama yapılıyor.  Bazı zavallılar da, böylesine tutarsız, ne idüğü belirsiz, İngiliz yanlısı, bölücü birini “Peygamber seviyesinde bir alim” olarak  inanıyor. 

 

    Fazla akıllı olmaya gerek yok, az akıllı bir insan bile, Said Nursi’yi “taparcasına” seven ve hakkında (onu tanıtmak ve yüceltmek için)  kitaplar yazan olan  bir öğrencisin yalanları tutarsızlığı, çelişkileri, abartıları apaçık ortadadır. Aynı yolun yolcusu olan bazı müritler bile, bu kitaptan alıntı yaptıklarında, abartıların ve tutarsızlıkların çok fazla olduğunu bildiklerinden,  söylemleri çoğu kez değiştirerek milleti kandırmaya devam ediyorlar.

     Aslan zayıf düşünce çakalların meydana çıkması gibi, ülkemiz zayıf düşürülünce de, böylesi hainler, parlatılarak yeniden piyasaya sürülüyor. Gerçekte ise, ilham alınan değil, alay edilen duruma düşüyorlar.

 

 

KAYNAK: (Eşref Edip,( Saidi Nursi, Asrı İlmiye Neşriyatı 1952                          

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
abdullah
18:37
2 Eylül 2016 Cuma
hayatını okumadan ve bilmeden aynı zamanda eserlerini okumadan yorum yapan kişiler nasıl yazar olabilir? siz yazar mısısnız?
88.251.132.74
Yazarın diğer makaleleri
  • Said Nursi’yi Talebesinden Öğrenin!-3-9 Ağustos 2016 Salı 10:04
  • Said Nursi’yi Talebesinden Öğrenin! -2-5 Ağustos 2016 Cuma 09:00
  • Said Nursi’yi Talebesinden Öğrenin! -1-2 Ağustos 2016 Salı 09:13
  • Sevr’i Bir Daha Yırtarız4 Ağustos 2015 Salı 08:42
  • ABD Türkiye’de İç Savaş Tezgahlıyor31 Temmuz 2015 Cuma 09:04
  • Çin’e Saldırmak Türkiye’yi Vurmaktır10 Temmuz 2015 Cuma 09:20
  • Anayasa Mahkemesi Kararını Protesto Ediyoruz2 Temmuz 2015 Perşembe 19:33
  • Türkiyemizi Parçalattırmayacağız2 Temmuz 2015 Perşembe 19:33
  • Soykırım Yapmadık Vatan Savunduk2 Temmuz 2015 Perşembe 19:33
  • 152 Adamızı Yunanistan’dan Geri Alacağız!2 Temmuz 2015 Perşembe 19:33
  • F Tipi Gladyo Hesap Verecek!2 Temmuz 2015 Perşembe 19:33
  • Ermenileri kestik mi?2 Temmuz 2015 Perşembe 19:33
  • Cemil Can’ın Yazısı Üzerine2 Temmuz 2015 Perşembe 19:33
  • İşte Dersim Gerçeği2 Temmuz 2015 Perşembe 19:33
  • Halk Önderleri ve Aydınlarımıza Çağrı2 Temmuz 2015 Perşembe 19:33
  • Rojova Devrimi Aldatmacası2 Temmuz 2015 Perşembe 19:33
  • Muhalefetin İhaneti2 Temmuz 2015 Perşembe 19:32
  • Abdullah Öcalan Diyor Ki!!!2 Temmuz 2015 Perşembe 19:32
  • Atatürk ten İsmet Paşa’ya2 Temmuz 2015 Perşembe 19:32
  • Hain Olacak Çocuk -52 Temmuz 2015 Perşembe 19:32
  • Tarsus Akdeniz ©1994 - Tüm Hakları Saklıdır, Kaynak Gösterilmeden İçerik kopyalanamaz.
    Oluşturma süresi(ms): -1