
Tipo, hurufatın elle tek tek dizilerek gazete sayfasına dönüştüğü zor teknik.
Maddi imkansızlıklar, matbaanın ilk bulunduğu yerin sıhhatsiz koşulları; o, bu derken 1 yıl geçti.
Sene 95... Şu anda orta yaşlı biri olarak, çocuk yaşlarda matbaada yardımcı durumda yer almaya başlayan ben.
96, 97, 98, 2000…
Seçimler, memleket meseleleri, kentin sorunları…
Gazeteye emek verip, gelip geçenler, ebediyete intikal edenler…
Yaz-kış; teknik sorunlar derken, 2005’de ofset sisteme kavuşma.
Yaşanan yer sıkıntıları, ardından 2010’da internet dünyasında da yayın yapılmaya başlanılması. Zaman su misali akıp giderken, bu hafta bizim için çok önemli. Neden mi?
30 yıl…
Dile kolay 30. yayın yılına girmenin mutluluğunu yaşıyoruz biz…
Biz kim miyiz?
Okuyucularımız, takipçilerimiz, Tarsus Akdeniz Gazetesi’nin bugünlere gelmesinde teknik olarak emek harcayan çalışanlarımız. Gazeteye abone olup, destek veren koca bir aileyiz.
Ama çok önemli biri var…
İdealist bir insan olan değerli babam Mehmet Can Bulut, yaşadığımız her zorluğa rağmen başımızda durarak, önderlik ederek, gazetemizin bugünlere gelmesi adına yolumuzu açtı.
* * *
Mutluyuz, ama buruk bir şekilde.
Çünkü, gazetemizi kurup bugünlere getiren, işin gerçeği bu meslek için sağlığından ödün veren sayın Mehmet Can Bulut’un rahatsızlığı nedeniyle, son dönemde hastanede tedavi görmesi bizleri üzüntüye sevk etmiş durumda. Çok şükür ki sağlık durumu iyiye doğru hızla gitmekte.
Kurulduğu günden bu yana çizgisinden sapmayan, hem gazetesiyle, hem de internet sayfasıyla gelinen noktada yüzbinlerce insana ulaşabilen bir medya kurumunun parçası olmak gerçekten gurur verici. Gazetemize daha uzun yayın yılları dilerken, bugünlere gelmesinde emeği olanlara teşekkürlerimizi iletip, ebediyete intikal edenlere Allah’tan rahmet dileklerimi gönderiyorum. Daha nice yıllara…
İYİ Kİ AKDENİZ VAR…