
Pandemi, deprem, ekonomik krizlerle geçen ilk 5 yıllık sürecin ardından sosyal projelere ağırlık verilmesi, halka doğru noktalarda dokunulması ile 2024 Mart yerel seçimlerinde CHP, kazandığı büyükşehir belediyesi sayısını 14 çıkardı. Birçok il ve ilçe belediyesini de kazandı. CHP bu seçimlerde yıllar sonra birinci parti konumuna geldi. İktidar alternatifi oldu.
Ülkede muhalif unsurların CHP çatısı altında toplanması, genel seçimler öncesinde belediye marifetiyle milyonlarca insana hizmet götürülmesi, AKP kanadında ciddi rahatsızlık uyandırdı!
Bu nedenle de CHP’li belediyelerin açtığı kreşlerin kapatılmasının gündeme getirilmesinden, okullarda belediyeler marifetiyle temizlik yapılmasının engellenmesine, kayyum uygulamasının sopa misali kullanılmasından, son olarak da SGK borcu bahanesiyle CHP’li bazı belediyelerin hesaplarına bloke konulmasına uzanan bir süreç yaşanıyor.
***
Açık ve net. Türkiye Cumhuriyeti’nde şu an ucu halen gözükmeyen ciddi bir ekonomik kriz var. Vatandaşın alım gücü yok denecek kadar az.
Geçinemeyen milyonlar, okuyamayan gençlik, umudunu yitirme noktasında ki geniş halk kesimi… AKP iktidarı, vatandaşın ciddi sıkıntı içerisinde olduğunun ve buna çözüm bulmakta zorlandığının farkında. Bu nedenle ekonominin konuşulmaması için her türlü algı operasyonlarını yapıyor; maalesef ki bunda da başarılı oluyor!
Son olarak Suriye’de yaşanan gelişmelerden siyasi rant elde edebilmek için merkez medya 8 Aralık’tan bu yana Suriye coğrafyasının her noktasından canlı yayınlar yapıp, yorum üstüne yorumlarla “zafer kazandık” edasında propagandayı pompalıyor!
Özünde en uzun sınır komşumuz olan bir ülkede çoklu yapı oluştuğunu, uzun vadede bunların ne tür olumsuzluklar yaratacağından hiç bahsedilmiyor. Tek yapılan ‘Bu gelişmelerin AKP-MHP’nin oluşturduğu Cumhur ittifakı hanesine nasıl artı yazılır?’ çabasıdır.
Bilgi kirliliğinin çok olduğu böylesi dönemlerde, halkın kafası rahatlıkla karıştırılabilir. Nitekim şu an bu yaşanıyor!
Bir de inceden inceye iç politikada en ciddi rakip olan CHP’nin gücü konumunda ki Belediyeler, halkın gözünde itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor! Ve en önemlisi de ekonomik kriz konuşulmasın diye herşey deneniyor.
Dikkat edilirse, gündemi belirleyen yine iktidar kanadı oluyor. CHP idarecileri ise savunma görüntüsü içerisinde.
Hal bu ki bunun tersinin yaşanması lazım. Ekonomik krizden asgari ücret mevzuunun 3 aydır gündemde yer tutmasına, kayyum uygulamalarına topyekûn ses yükseltilmesinden, dış politikada yapılan hatalara, maden işçilerinin sorunlarından öğrencilerin parasızlık nedeniyle eğitimlerine bırakmasına kadar CHP’nin elinde doneler var. Fakat gündemi belirleme noktasında yetersiz kalınıyor!
CHP’nin cumhurbaşkanlığı adaylığı konusu ve ‘parti içerisinde otorite kim?’ gibi tartışmalardan hızla uzaklaşması gerekiyor. İktidar, merkez medyayı kullanarak CHP’nin zafiyeti olarak gördüğü bu durumu ısıtıp ısıtıp gündeme taşıyor, bunda kısmen de başarılı oluyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, genel başkanlığa taşındığı son büyük kurultayda cereyan eden olayları unutmalı ve tüm partililerin genel başkanı olduğunun artık farkına varmalıdır. Bütüncül görüntü veren CHP, demokratik ortamda her şekilde Türkiye’de gündem belirleyen bir yapı haline o zaman gelecektir.
Aksi halde, CHP içerisinde ki bu sorunları iyi gören iktidar kanadı, muhalif belediyelerin üzerine farklı enstrümanlarda kullanarak gitmekten çekinmeyecektir!