
Başımız Dönüyor
Türk insanı her güne yeni bir gündem ile başlamaya mahkum olmuş vaziyette. İşsizlik başta olmak üzere yaşanan hiçbir sorun konu edilmesin diye oluşturulan günlük gündemlerle vatandaş bir ölçüde uyutuluyor.
Türk insanı her güne yeni bir gündem ile başlamaya mahkum olmuş vaziyette. İşsizlik başta olmak üzere yaşanan hiçbir sorun konu edilmesin diye oluşturulan günlük gündemlerle vatandaş bir ölçüde uyutuluyor. Hiç bir şey bilmesin isteniyor.
İstanbul Sözleşmesi’nden Kanal İstanbul’a, Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesinden HDP’nin kapatılmak istenmesine, Merkez Bankası başkanının sadece 4 ay kaldığı görevinden bir gece ansızın görevden alınmasına ve buna bağlı olarak Türk parasının daha çok erimesine göz yumulmasına, işsiz sayısının her geçen gün artmasından Gezi Parkı’nın bir vakfa devredilmesine kadar ne varsa yaşatıldı Türk insanına.
Türkiye’de gündem o kadar çok çabuk değişiyor ki, değişen gündeme kavuşup da takip edene bravo demek gerekiyor.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi COVID-19 salgını da işin cabası. COVID-19 salgını yüzünden günlük ölüm sayısı yeniden 60’lardan 150’lere doğru tırmanmış vaziyette. Aradan bir yıl geçmiş olmasına rağmen insanlarımıza hala gerekli aşı bulunup da yapılamadı. Türkiye’ye hangi miktarda aşı getirildiği konusunda dahi gerekli açıklama yapılamıyor. Örneğin bugün hangi yaş gruplarının aşı olabileceği dahi beli değil. Bugün için Türk insanının hayatı kelimenin tam anlamıyla Allah’a emanet.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın faiz oranını yüzde 19’lara yükselttiği bu günlerde Ayasofya Cami İmamı Mehmet Boynukalın’ın sesini duyan olmuyor! Her konuya bilimsel yaklaşan Boynukalın, önde gidenlerimize sürekli olarak uyarıda bulunarak faizin haram olduğunu söylüyor. Söylüyor ama dinleyen yok!
Adamın imamlığın dışında kalan her konuda geniş bilgisi olduğu çok belli. Mehmet Boynukalı’na ekonomik alanda da görev verilip bir maaş daha bağlanması gayet mümkün. Daha önce de laikliğin Anayasa’dan çıkarılması gerektiğini savunan bu zat-ın yani Boynukalın’ın sesi de kesilmiş olur. Her şeye maydanoz olması da önlenmiş olur.
Ekonomimizin yerlerde süründüğü, COVID-19 salgınının acımasız bir şekilde can almaya devam ettiği böylesine bir dönemde hergün, her saat değişen ülke gündemi gerçekten başımızı döndürüyor.
İçinde bulunduğumuz şartlar, Türk insanımızın gelecek kaygısı yaşamasına fazlasıyla yetiyor.
HER KONUDA ÇİFTE STANDART
Türkiye’de bugün için yaşanmakta olan olaylara baktığımızda açık bir şekilde çifte standart anlayışının hakim olduğunu görüyoruz.
Ülke genelinde COVID-19 salgını nedeniyle kısıtlamalar devam ederken, 3 kişinin bir araya gelip çorba içmesi yasakken hele hele maske takmadığı görülen her vatandaşa ceza yazılırken AKP VE AKP’lilerin Maşallahları var. Onlara il, ilçe kongreleri serbest. Onlara büyük kongreler yapmak serbest. Sanırsam onların olduğu bölgeye COVID-19 salgınının yaklaşması mümkün olmuyor.
Geriye dönüp baktığımızda mevcut iktidarın, ülkemizi gerektiği şekilde yönetemediğini görüyoruz! Türk halkı zaman zaman sıkıntılar çekse de bugün olduğu kadar hiç ayrıştırılmamıştır. Cumhur ittifakının toplumumuzu nasıl ayrıştırdığını uzun uzun yazmaya gerek yok. Cumhuriyet Halk Partisi’ne mensup belediye başkanlarına yapılan haksızlıklar her şeyi net bir şekilde anlamamıza fazlasıyla yetiyor.
İstanbul Sözleşmesi’nden Kanal İstanbul’a, Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesinden HDP’nin kapatılmak istenmesine, Merkez Bankası başkanının sadece 4 ay kaldığı görevinden bir gece ansızın görevden alınmasına ve buna bağlı olarak Türk parasının daha çok erimesine göz yumulmasına, işsiz sayısının her geçen gün artmasından Gezi Parkı’nın bir vakfa devredilmesine kadar ne varsa yaşatıldı Türk insanına.
Türkiye’de gündem o kadar çok çabuk değişiyor ki, değişen gündeme kavuşup da takip edene bravo demek gerekiyor.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi COVID-19 salgını da işin cabası. COVID-19 salgını yüzünden günlük ölüm sayısı yeniden 60’lardan 150’lere doğru tırmanmış vaziyette. Aradan bir yıl geçmiş olmasına rağmen insanlarımıza hala gerekli aşı bulunup da yapılamadı. Türkiye’ye hangi miktarda aşı getirildiği konusunda dahi gerekli açıklama yapılamıyor. Örneğin bugün hangi yaş gruplarının aşı olabileceği dahi beli değil. Bugün için Türk insanının hayatı kelimenin tam anlamıyla Allah’a emanet.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın faiz oranını yüzde 19’lara yükselttiği bu günlerde Ayasofya Cami İmamı Mehmet Boynukalın’ın sesini duyan olmuyor! Her konuya bilimsel yaklaşan Boynukalın, önde gidenlerimize sürekli olarak uyarıda bulunarak faizin haram olduğunu söylüyor. Söylüyor ama dinleyen yok!
Adamın imamlığın dışında kalan her konuda geniş bilgisi olduğu çok belli. Mehmet Boynukalı’na ekonomik alanda da görev verilip bir maaş daha bağlanması gayet mümkün. Daha önce de laikliğin Anayasa’dan çıkarılması gerektiğini savunan bu zat-ın yani Boynukalın’ın sesi de kesilmiş olur. Her şeye maydanoz olması da önlenmiş olur.
Ekonomimizin yerlerde süründüğü, COVID-19 salgınının acımasız bir şekilde can almaya devam ettiği böylesine bir dönemde hergün, her saat değişen ülke gündemi gerçekten başımızı döndürüyor.
İçinde bulunduğumuz şartlar, Türk insanımızın gelecek kaygısı yaşamasına fazlasıyla yetiyor.
HER KONUDA ÇİFTE STANDART
Türkiye’de bugün için yaşanmakta olan olaylara baktığımızda açık bir şekilde çifte standart anlayışının hakim olduğunu görüyoruz.
Ülke genelinde COVID-19 salgını nedeniyle kısıtlamalar devam ederken, 3 kişinin bir araya gelip çorba içmesi yasakken hele hele maske takmadığı görülen her vatandaşa ceza yazılırken AKP VE AKP’lilerin Maşallahları var. Onlara il, ilçe kongreleri serbest. Onlara büyük kongreler yapmak serbest. Sanırsam onların olduğu bölgeye COVID-19 salgınının yaklaşması mümkün olmuyor.
Geriye dönüp baktığımızda mevcut iktidarın, ülkemizi gerektiği şekilde yönetemediğini görüyoruz! Türk halkı zaman zaman sıkıntılar çekse de bugün olduğu kadar hiç ayrıştırılmamıştır. Cumhur ittifakının toplumumuzu nasıl ayrıştırdığını uzun uzun yazmaya gerek yok. Cumhuriyet Halk Partisi’ne mensup belediye başkanlarına yapılan haksızlıklar her şeyi net bir şekilde anlamamıza fazlasıyla yetiyor.