Büyük ve güçlü görünenlerin yenilmez oldukları zannedilir. Oysa herhangi bir şeyin güçlü olup olmamasına karar vermek için öncelikli olarak o şeyin, niceliklerinde değil niteliklerine bakmak gerekir.
Mesela, herhangi bir konuda yalan çoktur; ama gerçek bir tanedir. O tek başına olan gerçek, hem çok hem de saldırgan olan yalanları yener.
Bazen düşmanlar da çok güçlü görünebilir, ama vatanını savunan örgütlü milletler karşısında yenilirler
Kurtuluş Savaşı öncesinde Anadolu topraklarını paylaşmak isteyen İngiltere, İtalya, Fransa, ABD gibi ülkelerin de büyük ve güçlü oldukları sanılırdı. Oysa “hasta” denilen, eceli yaklaştı sanılan, ordusu, silahı, parası, devleti, hükümeti dahi olmayan; hasta, yorgun, bitap düşmüş, sayı olarak da az olan Türk milleti karşısında yenilip gittiler.
Günümüzde yaşanan olaylara baktığımızda yine aynı sonucu görüyoruz:
Bazılarına göre, dünyanın süper gücü sayılan ve arkasına da Avrupa’nın güçlü devletlerini ve Ortadoğu’daki piyonlarını da alarak Irak’ı işgal eden ABD’nin, birkaç haftada Irak’ı dümdüz edeceğini sanılıyordu.
Amerikalılar adeta kaçarcasına Irak’ı terk etmek zorunda kaldılar. Akrepler fili felç etti. Benzer bir olay da Suriye’de yaşanıyor. Orada da mazlumlar kazanıyor, zalimler kaybediyor. Hem güncel hem de çok öğretici olan ve ülkemizde yaşanan bir olaya baktığımızda da benzer bir sonuç görüyoruz:
Tek başına iktidar olan AKP, ana muhalefet CHP, yavru muhalefet MHP ve AKP’nin ortağı gibi çalışan BDP. Bu dört parti uzlaştılar, birleştiler ve Yeni bir anayasa yapmak için aylarca (25 ay) uğraştılar. Birkaç kez tarih belirlediler ve o tarihe kadar hazırlamak için ellerinden geleni yaptılar. Ama başaramadılar.
Peki, 10 yıldır iktidarda olan ve neredeyse Türkiye’nin altını üstüne getiren iktidar partisi, bir çok şeyi tek başına yaptı da, bir anayasayı dört parti neden çıkaramadı?
Hani, AKP için “çok güçlü iktidar”, CHP ve MHP için de “büyük partiler” deniliyordu. Ne oldu? Niye çıkaramadılar?
Çünkü nicelik olarak büyüklerdi ama nitelik olarak yoklardı!!!
Çünkü Milletin çıkarına değil de emperyalistlerin çıkarına hizmet ediyorlardı.
Hem haksızlardı, hem ihanet içindelerdi, hem de milleti karşılarına almışlardı.
Birilerinin “yüzde 1 oy bile alamadı” diye küçümsedikleri İşçi Partisi, Milli Anayasa Forumu’nun kurulmasına öncülük etti. Atatürkçüleri ve Milliyetçileri birleştirdi. Anadolu’nun 200’e yakın yerinde Milli Anayasa Forumları düzenledi, milleti ayağa kaldırdı ve 1. Tezkere’nin reddedilmesinden sonra ikinci bir felaketi önledi.
Meclis’teki partilere “Büyük”, İşçi Partisi’ne “küçük” parti diyenlere soruyorum:
Kim büyük?
Meclisteki partilerin ne kadar güçsüz olduklarını sadece şu üç olaya bakarak da anlayabiliriz
1-ABD ve Batılı emperyalistler karşısında teslimiyetçi ve korkaklar.
2-Türkiye’yi kurtaracak hiçbir programları, öncü ve cesur liderleri, milleti ayağa kaldıracak güçleri, azimleri, kararları, amaçları yoktur.
3- 50 kuruşluk CD’lerle liderlerini, ve en iyi kadrolarını kaybettiler. Eğer birkaç CD daha çıksa idi, emin olun esameleri bile okunmayacaktı. Bu mu büyüklük?!
Sıklıkla soruyorum ve de anlatıyorum:
Sürü gibi kalabalık olmak ve emperyalist kurt karşısında dağılmak mı yoksa emperyalist çakallar karşısında Aslanlar gibi durmak ve vatanı savunmak mı büyüklük?
Lağıma süpürülmeyi kendine kader edinenlerin, 10 km. ileriden gösterilen beyzbol sopasından korkanların, bir büyük elçinin ayağına giderek teke tek gizlice konuşanların. Ülkemizin ve bölgemizin başdüşmanı olan ABD karşısında kuzu gibi duranların neresi büyük?
Türkiye’yi hangi parti ve hangi lider kurtaracaksa büyük olan O’dur.
Ayağa kalkan milleti bilinçlendiren, birleştiren, örgütleyen ve önderlik eden kim ise, büyük parti ve büyük lider O’dur
Bölücü anayasanın hazırlanmasına izin vermeyenler, Açılıma da, Türkiye’nin parçalanmasına da Diyarbakır’ın Anadolu’dan koparılmasına da izin vermeyeceklerdir.
Asıl Güçlü olan, doğru önderlikte, doğru programda ve doğru mevzide örgütlenen millettir.
Emperyalistlere piyonlukta birleşenler değil, Atatürk’te birleşenler kazanacaktır. Vatanını ve geleceğini düşünen her seçmen, bu gerçekleri göz önüne alarak sandık başına gitmeli, Atatürk’te birleşenleri seçmelidir.