Mayıs ayında yapılan seçimler geride kalmasına rağmen, tartışmaları halen devam ediyor. CHP’de yaşananlar, ekonomik göstergelerin iyiye gitmemesi, seçim meydanlarında verilen sözlerin yerine getirilme beklentisi…
* * *
14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta yapılan her iki seçimin sonuçları üzerinden şimdi tüm siyasi kulislerde Mart 2024’de yapılacak yerel seçimlerde neler yaşanabileceği üzerine yorumlar havalarda uçuşuyor.
Göreve geldiği günden bu yana yaptığı hizmetlerle herkesimden pozitif tepkiler alan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in, yeni dönemde de oldukça avantajlı olduğu tüm siyasi sohbetlerde dile getirilirken, özellikle Tarsus Belediyesi seçimlerinde ise senaryo üzerine senaryo yazılıyor.
Tüm tartışmalara rağmen Mayıs seçimlerini kazanan Cumhur ittifakı ve onun ana bileşenleri olan AK Parti ve MHP’nin Tarsus’ta nasıl bir yol izleyeceği de siyasi kulislerin üst sıralarında yer alıyor.
Öyle ki, 2019 yerel seçimlerine bu iki parti MHP ortak listesiyle girip, o dönem Tarsus Belediye Başkanı olan Şevket Can’ı aday göstermesine rağmen kazanamamıştı. Yeni dönemde de AK Parti ve MHP’nin “yine ortak olarak/ama kimin listesinden” seçime gireceği veya ayrı ayrı adaylarla mı yol alacakları konuşuldukça konuşuluyor.
Ha bir de adayın kim olacağı da!
Aday isimleri dillendirildikçe dillendiriliyor.
Elbette bu konular önümüzde ki aylarda daha çok konuşulacak, o nedenle isim vermiyorum.
* * *
Gelelim Cumhuriyet Halk Partisi’ne… Şu an ülke gündeminde olan ‘CHP’de değişim veya yeni genel başkan seçimi’ konusu, bazı kesimler tarafından iyi niyetle vurgulansa da, bazı kesimlerin ise maalesef ucube sistemlerle iki kutuplu hale getirilen ülkemizde muhalefet bloğunun ana omurgası olan bir yapıya zarar vermekten öte olmadığı net bir şekilde görülüyor.
Cumhuriyet Halk Partisi ve birlikte seçimlere girdiği Millet İttifakı bileşenleri, ülke genelinde arzu ettikleri sonucu alamamış olabilir. Ama eşit şartlarda yarış olmamasına rağmen CHP Mersin ve Tarsus’ta başarılı bir grafik çizerek, birinci parti olmuştur.
Tarsus’ta Milletvekilliği seçimlerinde 62.217 oy ve yüzde 28.56 oy alan CHP’nin, Mersin genelinde ise 385.460 oy ve yüzde 30.89 oy aldığı görülüyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakının bileşenleri ile birlikte (2. turda) Tarsus’ta 121.323 oy ve yüzde 57.20 oranı yakaladığı, Mersin genelinde ise 709.410 oy ve yüzde 60.27’lik oy oranına çıktığı görülüyor.
Elbette, CHP örgütlerinin eksikleri, yapmadıkları şeyler olmuştur, bu tartışılır. Özellikle Tarsus gibi, yakın tarihe kadar Tarsus Belediyesi’ni 25 yıl elinde bulunduran MHP’den 25.257 oy fazla alan, yine ülkede 21 yıldır tek başına AK Parti’den 13.706 fazla oy almış durumda.
Koalisyonların sona erdireceği söylenen, fakat ittifakları doğuran yeni sistemimiz sayesinde partiler arası geçirgenliklerin, transferlerin, sağın-solun pek öneminin kalmadığı böylesi bir zaman diliminde CHP’nin Tarsus’ta çalışması neticesini vermiştir. Burada önemli unsur göreve geldiği günden bu yana sistemli bir çalışma yürüten CHP İlçe Başkanı Av. Ozan Varal, yönetici arkadaşları, Kadın ve Gençlik Kolları ve parti emektarlarıdır.
Malum, halihazırda Tarsus Belediyesi, CHP’li bir belediye. Mevcut Başkan Haluk Bozdoğan’ın ne yapacağı konusu da tartışılıyor.
Tüm bunlara rağmen CHP’nin Tarsus’ta seçimlere en iddialı girecek parti olduğu ortada.
Elbette kalan 9 aylık sürecinin iyi değerlendirilmesi, kongre sürecinden olumlu sonuçlar alınması da gerekiyor.
* * *
Şu an ki tabloya göre, Cumhur İttifakı, yeni dönem yerel seçimlerde de ittifakı bozmadan (belli kentlerde belki ayrı ayrı girse de) seçimlere girecektir.
Bu durum ise bu bloğun karşı tarafını oluşturan muhalif kanadında ya mevcut Millet İttifakını koruması ya da yeni bir blok oluşturması şart olacaktır. Bekleyip göreceğiz.