
Duruşmaya çıkarlar.
Hâkim daha önceden tanıdığı ve ahbaplık yaptığı politikacıya sorar:
Sayın politikacı beyefendi; siz bu adama p.zev.nk dediniz mi?
Politikacı:
-Evet dedim ama bizim oralarda bir adam ev yaptırırsa ve zengin olursa:
-Ne ev yaptırdı p.zev.nk deriz.
-Bir güzel iş yaparsa; işini biliyor p.zev.nk deriz.
-Onun için ben kötü niyetle söylemedim Hakim bey, der.
Hâkim davacıya sorar:
Ne diyorsun arkadaş? Bak politikacı beyefendi böyle söylüyor.
Davacı adam cevap verir:
-Valla ne diyeyim hâkim bey; o kadar güzel savunma yaptı ki POLİTİKACI P.ZEV.NK…
***
GARİBANIN SOFRA DUASI
Garibanın biri, ne zaman sofraya otursa, evvelâ dua eder, sonrada basarmış küfrü…
Son lokmayı ağzına atarken de ülkenin başbakanına ''Allah senin de belanı versin'' diye beddua edermiş…
Sebebini sormuşlar.
Şöyle demiş:
-Önce dua ediyorum şeytanlar kaçıyor!
-Sonra küfür ediyorum melekler kaçıyor!
-Malum; kalabalıktan hiç hazzetmem, zaten kıt kanaat geçiniyoruz…
- Tamam, onu anladık da son lokmaya kadar bekleyip, yemeğini bitirdikten sonra, son lokmada Başbakana neden beddua ediyorsun? diye soranlara:
-Küfrettiğim duyulursa aç aç cezaevine gitmeyeyim diye ona ettiğim küfrü sona bırakıyorum!
***
CİMRİ POLİTİKACI
Eli cebine uzak, bedavaya alışmış politikacının biri, muayene olmak için doktora gitmiş.
Doktorun kapısındaki bir yazı dikkatini çekmiş:
-İlk defa gelenlerin muayene ücreti 500 lira, ikinci defa gelenlerin muayene ücreti 250 lira.
Muayene odasına giren politikacı ''her zaman ki gibi uyanık ya'' evvelce bir daha gelmişcesine:
- Doktor Bey, ben yine geldim demiş.
Kaçın Kurası Doktor, hiç sesini çıkarmamış, muayene bittikten sonra reçete bekleyen politikacıya şöyle demiş:
-Evvelce verdiğim reçetedeki ilaçlara devam et…
***
AKLINIZDA BULUNSUN: Bir kavganın, bir mücadelenin, çiçek açan hayatın, dilidir şiir…
***
AĞLAMAK MESELESİ
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
Farkına bile varmadan?
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
Ayıpsız, Aşikare,
Yağmur misali?
Neylersin alışkanlık,
İçin kan ağlarken yüzün güler,
Dikilitaş gibi dinelirsin yine.
Yavrum erişmek ne müşkülmüş meğer,
Anneler gibi ağlamanın yiğitliğine? N.H.