Politikacı Muarrem bir güzel içtikten sonra yürümekte güçlük çekmektedir.Bunun halini gören komşusu Kemal Efendi takılmadan edemez.
-Görüyorsun ya Muarrem, alkol içmek ne kadar fena şey?
Zaten zor yürüyen Muarrem; şöyle bir durup Kemal Efendinin yüzüne bakar:
-Kemal'im, içmek değil yürümek fena!!!
***
ÇOK YALANCI…
Çok yalan söylemesiyle ünlü bir politikacıyla karşılaşan arkadaşı ona:
-Sayın Politikacı arkadaşım, düşünmeden bir yalan söyle, deyivermiş.
Politikacı da:
-Arkadaş, ben şu anda yalan filan düşünemiyorum. Evde karı öldü, onu düşünüyorum. Bu arada uzun hikâye anlatmayayım ama kısaca kefen alacak param bile yok. Yani çok zor durumdayım.
Arkadaşı çok üzgün görünen politikacı dostunun durumuna acıyarak uzatmış:
-Başın sağ olsun, al şu parayı da kefen al bari…
Bir müddet sonra yalancı politikacıya parayı kaptıran arkadaş; politikacının karısının sağ olduğunu öğrenir ve yanına giderek çıkışır:
-Yahu sen karının öldüğünü söylemiştin, karın sağmış!
Yalancı politikacı:
-Sen bana, düşünmeden bir yalan söyle demiştin ya; işte düşünmeden söylenilen yalan da bu kadar olur! (''İyi ki düşünmeden söylemiş!'')
***
BEDDUA ALAN EŞEK…
İlçenin birinde siyasetle uğraşan iki arkadaş, şaka olsun diye eşeği ile köye gitmekte olan'' Allah adamı Kemal Efendi'' nin eşeğini çalmak isterler.
Biri hemen Kemal efendinin arkasına geçip eşeğin boynundaki yuları kendi boynuna geçirir, öbürü de eşeği alıp gider.
Bir müddet sonra Kemal Efendi arkasına bakınca bir de ne görsün, yuların içinde bir adam.
-Sen kimsin?
-Ben senin eşeğinim. Vaktiyle vatandaşa yalan söylemekten o kadar beddua aldığımdan eşek olmuştum. Demek ki şimdi de o vatandaşlar hayır duası ettiler ki tekrar insan oldum.
Dünya dürüstü Kemal Efendi şaşkın ama sesini çıkarmaz…
Bakarlar ki Allah Adamı Kemal Edendi sesini çıkarmıyor ve gerçekten eşeğin insan olduğunu kabullenmiş, iki kafadar politikacıda şakacıktan arakladıkları eşeği tekrar geri vermezler alıp giderler.
Bu Şeytanlığa aklı ermeyen Kemal efendi de, çaresiz yoluna devam edip gider.
Arardan bir müddet geçer, bizim saf dürüst Kemal efendinin yolu pazara düşer, baksa ki eşeği satış için ortalarda gezdiriliyor.
Hemen eşeğinin kulağına eğilir ve:
-Yine vatandaşlara yalan söyleyip canlarını mı sıktın da eşek oldun?
***
POLİTİKACILARIN EŞEK ALIŞVERİŞİ
Çok eski zamanlarda şimdiki sosyete pazarı, halk pazarı, balık pazarı, tavuk pazarı gibi sadece siyasetçilerin alışveriş yaptıkları (ara sıra da birbirlerini sattıkları) politikacılara has pazar yeri kurulurmuş:
Politikacılardan birisi bu pazar yerine eşek almaya gelir.
Fıkra bu ya; memleketin ileri gelen politikacısının sattığı topal bir eşeğe müşteri olur ve topal eşeği iki yüz liraya satın alır.
Pazar yerinden o topal eşeği almak isteyen bir başka politikacı eşeği alan politikacıya:
-O çok tanınmış politikacı seni kandırdı, bu topal eşeği niçin aldın? -Bu eşeğe binemezsin, der.
O da:
-Eşeği kontrol ettim. -Ayağına mıh batmış. -Mıhı çıkardığım zaman eşeğin ayağı iyi olur…
Aradaki müzevir politikacı, eşeği satan politikacıya gelir:
-Eşeğin ayağına neden bakmadın? -Mıh batmış. -Mıhı çıkarınca eşek aksamaz olmuş. -Çok ucuza satmışsın.
Eşeği satan eski kurt politikacı:
-Eşek essah dan topaldı. -Eşeğin topallığını mıh dan tahmin etsinler diye mıhı eşeğin ayağına ben çaktım .
Arada mekik dokuyan müzevir politikacı eşeği alan politikacıya tekrar gider:
-Eşek gerçekten topalmış, sahtekâr politikacı mıhı kendisi çakmış!
Bunun üzerine eşeği alam politikacı:
-Vay sahtekâr düzenbaz vay, demek ki param sahte olmasaydı beni kandıracaktı
***
AKLINIZDA BULUNSUN: Eğer düşman sana ödül veriyorsa, sende bir puştluk var demektir.
