Sevgili okuyucular, ne denir? ‘’Müzik ruhun gıdasıdır.’’ Bende herkes gibi zaman zaman ruhum gıdasız kalmasın diye müzik dinlerim. Tarkan’ın Ahde Vefa albümünden dinlediğim, Veda busesi adlı şarkının öyküsünü okuyunca tarifsiz bir hüzün yaşadım.
Veda busesi adlı eserin sözleri itibariyle iki aşığın birbirine yazdığı şiir olarak algılanmıştır hep. Fakat Veda busesi adlı şiir Orhan Seyfi Orhon'un kanserden ölen kızına yazdığı bir eserdir.
İzninizle bu şarkının ağlatan öyküsünü sizlerle paylaşmak istiyorum.
Lütfen okuyunuz:
Babası kızının kapısını açarken biraz duraksadı. Sessizce kapının kolunu aşağı indirdi, kızının bugün daha iyi olması için dua etti.
Gün boyunca kızına doyasıya sarılmayı düşünüyordu...
O yüzden bütün işlerini iptal etmiş, akşama kadar onun yanında oturmayı planlamıştı.
Uyuyup uyumadığını kontrol etmek için usulca yatağın üstüne eğildi.
Kızı perişan halde görünüyordu...
Gözleri yaşaran baba, kızının bu halini görmesini istemediği için usulca eğildi ve dudaklarını kızının alnına koydu.
Öpmedi çünkü öpmek çok kısa bir andı. Öylece durdu ve derin derin nefes alarak kızının kokusunu içine çekti.
Baba kızının alnında öylece durdu. Biraz daha dursaydı gözyaşları kızının yüzüne damlayacaktı, ağladığı anlaşılacaktı.
Yatağın yanındaki sandalyeye oturdu.
Kız o kadar bitkin düşmüştü ki çok kısık bir sesle:
-babacığım, annemin öldüğü günü hatırlıyorum, günlerce çok ağlamıştın. Şu son anlarımda senden bir şey istiyorum dedi.
-Ben öldükten sonra hiç ağlamayacaksın, gözünden bir damla yaş bile düşmeyecek, anlaştık mı?
Baba imkânsızı isteyen kızına baktı, ağlamaklı halini bastırarak başını hafifçe salladı.
Kızı çok zor nefes alıyordu…
Birkaç saniye içinde nefes alışverişleri kesildi, başı yana düştü...
Hıçkırıklar içinde kızını kucağına aldı.
Kızının cansız bedeni hala ateşler içindeydi.
Buna rağmen kızı üşümesin diye battaniyeyle sardı bahçeye çıkardı.
Kızını sandalyeye oturtup, yere çöktü, başını kızının kucağına koydu, hıçkırıklarla ağlamaya başladı.
İşte o an dilinden bu ölümsüz mısralar döküldü…
+++
-Hani o bırakıp giderken seni,
-Bu öksüz tavrını takmayacaktın.
-Alnına koyarken veda buseni,
-Yüzüne bu türlü bakmayacaktın.
-Hani ey gözlerim bu son vedada,
-Yolunu kaybeden yolcunun dağda,
-Birini çağırmak için imdada,
-Yaktığı ateşi yakmayacaktın.
-Gelse de en acı sözler dilime,
-Uçacak sanırdım birkaç kelime...
-Bir alev halinde düştün elime,
-Hani, ey gözyaşım akmayacaktın…
+++
Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın..!