Asgari Ücret Komisyonu, işçi temsilcisinin yer almadığı toplantıda apar topar toplanarak asgari ücreti açıkladı. 2025 yılı asgari ücreti %30 artış ile 22.104 TL oldu.
Merkez Bankası’nın 2024 yıl sonu enflasyon oranı %44 olarak hedeflenmişken, vergi, harç ve cezalar için 2025 yılı yeniden değerleme oranı %44 olarak belirlenmişken asgari ücrete %30 oranında zam yapılması ile sadece emeklerinin karşılığı olan maaşları ile geçinmeye çalışanları enflasyona ezdirilmiş oldu.
Bu asgari ücret politikası büyük ve fazla işçi çalıştıran şirketlerin işçi maliyetlerini düşürücü bir rol oynuyor gibi görünse de; ücret adaleti ve sosyal adalet açısından asgari ücretle çalışanların kapsamını daha da genişletmesi açısından dikkat çekici sorunları de beraberinde getirecektir.
Asgari ücrete yapılan zam oranı ile Asgari Ücret Komisyonu’nun bir hükmü olmadığı aslında komisyonun da hayali olduğu görülmüş oldu.
Komisyon 10, 16 ve 19 Aralık 2025 tarihlerinde üç toplantı yaptı.
Ancak bu toplantılarda asgari ücret pazarlığı yapılmadı.
Çünkü hükümetin belirleyeceği oran beklendi.
Hükümet emekten değil, sermayeden taraf olarak yeni asgari ücreti belirledi.
Asgari ücret 2024 Ocak ayından bu yana yaklaşık 6-7 bin TL eridi.
Yani asgari ücretin geçen yılki düzeye kavuşması için en az 24 bin TL olması gerekirdi.
Ancak maalesef zam oranı sene başındaki düzeyin bile altında kaldı.
Asgari ücret tartışmasındaki en önemli husus, Türkiye’de asgari ücret; ortalama ücrete yaklaşmıştır. Yani asgari ücret reel ücret olmuştur!
SGK verilerine göre, asgari ücretle çalışanların toplam çalışanlara oranı;
2021 yılında %38,08 iken,
2022’de %41,15’e,
2023’te de %42,03’e yükselmiştir.
Tahmini enflasyon oranının çok altında yapılan bu zam oranı ile asgari ücret ile çalışanların oranı daha da artacaktır.
Asgari ücret artış oranı sadece asgari ücret alan %42’yi ilgilendirmiyor.
Asgari ücretin üzerindeki ücretlerin yeni yıldaki artış oranı da çok muhtemeldir ki asgari ücret artış oranına göre yapılacak.
TÜRK-İŞ Kasım ayı araştırmasına göre 4 kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması tutarı, yani açlık sınırı 20.562 TL. Yoksulluk sınırı ise 66.976 TL.
Merkez Bankası’nın 2025 yılı için enflasyon tahmini %21.
Yani en iyi senaryoda dahi açlık sınırı yıl sonuna kadar 25 bin liranın üzerine çıkmış olacak.
Yeni asgari ücret, işçinin gıda harcamalarını karşılıyor gibi görünse de (sadece 1 kişi açısından…);
ancak 4 kişilik bir ailenin giyim, sağlık, eğitim, ulaşım, kültür vb. harcamalarını karşılamaktan çok uzaktır ve bu ücret çocuklu bir ailenin temel salt gıda harcamasını dahi karşılamaktan uzaktır.
Üzerinde durulması gereken asıl hususlardan biri de, asgari ücret ile ortalama ücretlerin yakınsadığı birbiri ile eşitlenmeye doğru ilerlendiği konusudur.
Birçok veri asgari ücret ile diğer emek gelirleri arasındaki makasın gitgide kapandığını doğruluyor.
DİSK-AR’ın araştırmasına göre, 2002 ve 2024 yılları arasında net asgari ücrette parasal (nominal) artış 92,3 kat olarak gerçekleşti.
Aynı dönemde ortalama memur maaşı 77 kat, ortalama kamu işçisi ücreti 41 kat, ortalama emekli aylığı 36,7 kat ve en düşük işçi emekli aylığı 48,6 kat arttı.
Böylece asgari ücret dışındaki emek gelirlerinin asgari ücrete oranı geriledi.
TÜİK İşgücü Maliyeti İstatistikleri de asgari ücret ile ortalama ücret makasının iyice kapandığını ortaya koyuyor.
2012 yılında brüt asgari ücret brüt ortalama ücretin yüzde 44’ü iken 2016’da yüzde 53’e, 2022’de yüzde 64’e yükseldi.
2012 ve 2022 arası 10 yıllık dönemde asgari ücretin ortalama ücrete oranı 20 puan arttı. Başka bir deyişle, 2012’de ortalama ücret asgari ücretin 2,3 katı iken 2022’de 1,6 katına geriledi.
Asgari ücrete yapılan zam oranı gösteriyor ki, enflasyon ile mücadele sadece sabit gelirli çalışanların sırtına yıkılarak yapılıyor.
Enflasyon ile mücadelede ilk hırpalanan asgari ücretli oluyor. Oysa asgari ücrete yapılacak zam enflasyonun nedeni değil sonucudur. İktidar partisi enflasyon ile mücadeleye kamu kurumlarındaki israfın önüne geçerek, büyük şirketlerden hakkıyla vergi toplayarak başlamalıdır.
Geçtiğimiz Cumartesi Ankara’da 160’tan fazla kurumun çağrısıyla “Yurttaş Sesleniyor, Haklarımızı Alacağız” başlıklı bir miting yapıldı. Bu miting, birleşik muhalefet çabası adına önemli bir miting oldu. Emekçi, sermayeden yana olan iktidara Tandoğan Meydanı’ndan haykırdı; Sefalet ücretini kabul etmiyoruz!
Aynı sıralarda Cumhurbaşkanı Erdoğan Bursa’dan partisinin İl Kongresi’nde asgari ücret ile ilgili şunları söyledi; “%30 artış, Merkez Bankamızın 2025 yılı enflasyon hedefinden yüksek olmasına rağmen içimize sinen, emekçimizin alın terinin karşılığı olan bir rakam. Hesap yerine oturdu.”
Yani iktidar 2025 yılı yeniden değerleme oranını (%44), yani vergi, harç ve cezalara yapılacak zam oranını belirlerken 2024 yılı enflasyonunu baz almış, ancak emekçiye yapılacak zam oranını hesaplarken Merkez Bankası’nın tahmini enflasyon oranını baz almış.
İktidarın bir an önce yanlıştan dönmesi gerekiyor. Asgari ücretin yeniden hesaplanması ve insanca yaşayacak bir düzeye çıkarılması şarttır. Muhalefete de önemli görevler düşmektedir. Emek örgütleri ve siyasi partiler asgari ücretin revize edilmesi için ses yükseltmeye devam etmelidir.