31 Mart yerel seçimlerinden ağır bir yenilgi ile çıkan AKP, siyasette ipleri yeniden eline almak ve ‘iktidar olan hala benim’ mesajı vermek adına ‘normalleşme’, ‘yumuşama’ kavramları üzerinden yeni bir politika oluşturmaya çalıştı. Ancak sokak hayvanları ile ilgili yasada gösterdiği tavır ve son günlerde gündeme getirilen CHP’li belediyelerin SGK borçları konusu, asıl derdin ‘normalleşme’ olmadığını pek ala ortaya koyuyor. Emeklinin, emekçinin, gençlerin, kadınların kendisine verdiği mesajı anlayamayan AKP, seçim öncesinde olduğu gibi yeniden CHP’li belediyelerin hizmetlerini engellemeye yönelik hamleler yapmaya başladı.
2019 seçimleri sonrası birçok CHP’li belediyelerde meclis çoğunluğu Cumhur İttifakı’nda olduğu için Cumhurbaşkanı Erdoğan CHP’li belediyeler için ‘topal ördek’ tanımlaması yapıyordu. Ve Cumhur İttifakı meclis üyeleri her fırsatta CHP’li belediye başkanlarının önünü kesecek yönde oy kullandılar. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin metrosu için 2,4 milyar liralık borçlanma yetkisi istediğinde Cumhur İttifakı meclis üyeleri tarafından reddedilmişti. Üstelik Mersin metrosu Cumhurbaşkanlığı yatırım programına alınmasına rağmen.
Buna benzer onlarca örnek verilebilir. CHP’li belediye başkanları 5 yıl boyunca bu şartlarda hizmet üretmeye çalıştı. 31 Mart seçimlerinde birçok şehirde belediye meclis çoğunluğunu kaybeden AKP, bu kez belediyelerin SGK borçlarını gündeme getirdi ve CHP’li belediye başkanlarını bu borçlar üzerinden yıpratmaya çalışıyor. Bu borçların bir kısmı da AKP ve MHP’li belediye başkanları döneminden kalan borçlar.
Geride kalan günlerde bu kadarı da olmaz denilen bir şey yaşandı; Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı iştirak şirketlerinin hesabına SGK borçlarından dolayı haciz konuldu. Bu alenen belediye kasalarına kayyım atamaktır. Burada tek amaç var; kendilerinden olmayan hiç kimseye hizmet yaptırtmamak, sosyal belediyeciliğin önünü kesmek. 2024 öncesi meclis üyeleri üzerinden yapılan hizmetleri engelleme çalışması bu kez hesaplara haciz konularak yapılmaya çalışılıyor.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer yaptığı ilk açıklamada “Binlerce özel şirketten alacağı SGK borçlarını sadece belediyelerden alarak mı SGK ihya edilecek? Burada mesele üzüm yemek değildir, SGK’nın borçlarını tahsil etmekten öte bağcı dövmektir. CHP’li belediye başkanlarını sıkıntıya sokmak, hizmet yapamaz hale getirmek, halk karşısında itibarsızlaştırmaktan başka bir şey değildir.” dedi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi (MBB), geçen hafta SGK ve vergi borçlarına yönelik 280 milyon TL ödeme yapmış. Hemen ertesinde böyle bir haciz kararı alınmasının mali değil, siyasi bir işlem olduğu o kadar açık ki… MBB, mali disiplini çok güçlü bir belediye. Tabii ki Vahap Başkan sayesinde. Vahap Başkan’ın açıkladığına göre, belediye 2019 yılında 537 milyon dolar borç ile devralınmış. Şuanki borcu 299 milyon dolar. Yani 237 milyon dolar borcu eritilmiş.
Bu borçlar ödenirken Mersin Büyükşehir Belediyesi hizmetleri azalmak bir yana daha arttı. Son 5 yılda onlarca yeni proje üretildi. 287 adet yeni otobüs alındı. Yüzlerce kilometre yol yapıldı. Çok ciddi miktarlarda fide, tohum, yem desteği verildi. Binlerce aileye sosyal destek verilip Mersin’de her canlıya dokunulmaya çalışıldı. Sosyal politikalar konusunda tüm Türkiye’deki belediyelere model olacak projeler ortaya konuldu. Ve tüm bunların hepsi Cumhur İttifakı’nın belediye meclisindeki engellemelerine rağmen yapıldı.
CHP’li belediyeler halka dokundu, halkın kaynağını yine halk için harcadı. Ve tam da bu yüzden halk, 14 Büyükşehir’de, 21 ilde, 337 ilçede tercihini CHP’den yana kullandı.
İktidar partisini asıl panikleten de tam da bu oldu. CHP’li belediyeler sosyal belediyecilikte müthiş bir başarı ortaya koymaya devam ediyor ve son kamuoyu araştırmalarına göre bu Pazar seçim olsa CHP birkaç puanla iktidar oluyor.
Halkın geçim sıkıntısı yaşadığı, paranın pul olduğu, emeklinin çile çektiği, gençlerin işsiz gezdiği bir dönemde AKP, CHP’li belediyeler üzerinden kaynak üretmeye çalışmak yerine vergi borçlarını ödemeyen şirketlere yönelmelidir. Aksi durum CHP’li belediyelerin yönettiği 50 milyon insanı cezalandırmaktır.
AKP, 31 Mart’ta halkın kendisine verdiği mesajı iyi anlamalıdır. Halkı cezalandırmaya çalışanlara halk, 31 Mart’ta olduğu gibi yine en yakın seçimde cezayı keser.
