
Sevr’i Bir Daha Yırtarız
SEVR’İ BİR DAHA YIRTARIZ LOZAN’A ASLA DOKUNAMAZLAR!
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş senedi olan Lozan Antlaşması’nın imzalanmasından bu yana 92 yıl geçti. İmzalandığı günden bu yana maddelerinde hiçbir değişiklik yapılmamış olan tek uluslar arası anlaşmadır. Bu da Lozan’ın ne denli gerçekçi temellere oturtulduğunun bir kanıtıdır. Şimdiye kadar Lozan’a dokundurtmadık, bundan sonra da asla dokundurtmayacağız.
Atatürk’ün Büyük Nutuk’ta belirttiği gibi “Bu antlaşma Türk ulusuna karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış, büyük bir yok etme girişiminin yıkılışını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasal zafer eseridir.”
LOZAN’ın diplomatik bir zafer olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Düşmana, tam bağımsızlığımızı ve üniter devlet yapımızı kabul ettirildi. Kapitülasyonlar kaldırdı. Hatay ve Boğazlar Anlaşması (Montreau) Türkiye lehine sonuçlandı.
Peki Sevr’den Lozan’a nasıl gelindi?
İlk (1.) dünya savaşı Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarını paylaşmak için yapıldı. Türk ulusu 7 cephede emperyalistlere karşı savaştı. Balkanlar, Kafkaslar ve Yemen çöllerinde adeta soykırıma uğradı. Anadolu’ya çekilmek zorunda kaldı.
Müttefikleri yenildiği için Türkiye’de yenik sayıldı. Önce Mondros, ardından da Sevr Antlaşması dayatıldı. ”Hasta Adam” dedikleri ve öleceğini sandıkları bu büyük milleti, vatansız ve devletsiz bırakmak için Ankara önlerine kadar geldiler.
Ama Türk milletinin büyüklüğünü, damarındaki asil kanı, bağımsızlıkçı karakterini ve gücünü bilmiyorlardı. Üzerinden buldozer gibi bir dünya savaşı geçmiş, ordusuz, silahsız, devletsiz kalmış fakru zaruret içindeki bu bir avuç millet, Mustafa Kemal Paşa önderliğinde ayağa kalktı. Önce, Milli Meclis ve Milli Hükümet kurdu. Komşularıyla ittifak yaptı. Tüm milleti seferber ederek Yedi düveli yendi. Emperyalist Batı’nın kışkırttığı içerideki bölücü ve gerici hainleri ezdi. Sevr Antlaşması’nın kabul edilmesinden hemen sonra sadece 710 gün sonra düşmanı denize dökerek vatanımızı kurtardı.
Bu kez başta ABD emperyalizmi olmak üzere Batılı emperyalistler ülkemize karşı yeninden Sevr’i dayatıyorlar.
Fazla söze gerek yok. O günkü şartlarla bugünkü şartları karşılaştırdığımızda, günümüz düşmanlarını ve içerideki hainleri tükürükle boğarız.
Yapılması gereken tek şey; milletimizi birleştirecek, ülkemizi bütünleştirecek, komşularımızla ittifak yapacak, emperyalist ülkeler karşısında aslan gibi duracak bir Milli Hükümete acil ihtiyaç var. Önümüzdeki seçimde bunu başarmak zorundayız. Aksi taktirde Amerikan işbirlikçisi Meclisteki bu partilerle nereye kadar gidilir ki.