“Zamanın birinde acımasızlığıyla tanınan bir eşkiya varmış. Astığı astık, kestiği kestik, soygun, hırsızlık, tecavüz, saldırı ne ararsanız eşkiyada fazlasıyla var. İnsanlar ondan korkup nefret etsede birşeyler yapamıyorlarmış.
Birgün komşu köylerden birine bir evliyanın geleceğini haber almış. Evliyayı merak etmiş ve O’nu görmeye gitmiş. Köylüler korkudan sus pus köydekiler eşkiyanın ne mal olduğunu evliyaya anlattıkları için evliya karşılaşacağı kişiyi tahmin edebiliyormuş.
Eşkiya adamlarıyla köye gelmiş ve evliyaya kendisinden korkup korkmadığını sormuş. Evliya ise; “Tanrıdan başka kimseden korkmadığını” söylemiş.
Eşkiya, evliyaya kendi yaptığı iş olan eşkiyalık hakkındaki düşüncelerini sormuş. Evliya ona “Eee! Ne yapacaksın. Bu da senin mesleğin tabi ki asacaksın, keseceksin, soyacaksın” demiş.
Eşkiya büyük bir şaşkınlık içerisinde evliyanın kendisine diyeceklerinin sadece bu sözlerimi olduğunu, kendisine hiç mi kızmayacağını sorunca? Evliya birkez daha tekrarlamış “Eee bu senin işin, en iyi şekilde yapmalısın. Ama olursa sana bir nasihatım olur demiş ve eklemiş “İşini yaparken VİCDANLI olmayı unutma!
Eşkiya çok şaşırmış. Zira vicdan kavramı kendisine o kadar uzakmış ki! Evliyaya yaptığı ziyaretin ardından eşkiya adamlarıyla yeniden dağa dönmüş. Ertesi gün asli görevine dönmüş! Ve yine bir kervanı soyup soğana çevirmişler. Kervandakilerin kıyafetleri dahil herşeyini alıp Onları kadınlı, erkekli çırılçıplak bir halde göndermişler. Kervandakiler tam uzaklaşacakları bir anda bir silah sesi duymuşlar. Arkalarına baktıklarında eşkiyanın kendilerini çağırdığını görmüşler.
Eşkiya, evliyanın kendisine söylediklerini hatırlamış ve kervandakilere hava biraz soğuk bari gelin donlarınızı giyinde öyle gidin demiş. Kervandakiler giderken tekrar silahını havaya doğru ateşlemiş ve yine onları çağırmış. Hava daha da soğuyor mintanlarınızı da üstünüze giyin demiş.
Kervandakiler şaşkın. Biraz uzaklaşmaya kalktıklarında yine bir silah sesi; eşkiya tekrar seslenmiş ve onlardan aldıkları herşeyi geri iade etmiş. Kendisinden de birşeyler katarak kervandakileri yollamış.
Eşkiya gidenlerin arkasından uzun uzun bakarken ağzından şu sözler dökülmüş “Ulan! Bu vicdan denen şey yok iken ben ne güzel eşkiyaydım, eşkiyalık yapıyordum.
“Teşekkürler sayın Mehmet Aydın’a.
Günümüzün eşkiyalarına vicdan yerine cüzdanını dolduranlara ve vicdanlıyım deyip vicdansızlığın en alasını yapanlara ithaf olunur!