Üç boyutlu bir alemde beş boyutlu varlıklarız.Her gün iletişime geçtiğimiz her birey için kendi kafamızda farklı senaryolar üretiyoruz.Bazı ürettiğimiz senaryolar benliğimizin bize verdiği ilginç senaryolarken,bazıları ise anormal ölçüde şizofrenik senaryolar sınıfına giriyor.
İnsanların en tehlikelisi cahil olduğunu bilmeyen ham bilgelerdir.En tehlikelisidir çünkü cahilliğinin farkında değildir.Cahil olduğunu,psikolojik hasta olduğunu bilmez ki çaresini arasın,sağlığına kavuşsun.Tarih boyunca bu hasta beyinlerin ortaya sürüp var ettiği senaryolar yaşanmış çeşitli hikayelerde anlatılır,durulur.
Nice verilen savaşlar bu ahmak yöneticilerin akılsız egosantrik kararları ile kaybedilmiş,nice genç savaşçı bir hiç uğruna hayatının baharında ölmüş,niceleri ise sakat kalmıştır.İşte bu yüzdendir ki var saydığımız her senaryo aslında bizlere egolarımızın yansıması olarak gözükür.Ancak bunlar sıradan senaryolar yerine hayal dünyamızda gerçekle kıyaslanamayacak kadar uzaklaşmış basit senaryolardır.Ve her senaryoda olduğu gibi olayın merkezine kendi bilgeliğimizi dahil ederek sözde gerçekleştirdiğimiz ön yargılara can vermeye çalışırız.
Dünyada en akıllı insanlar kavga etmeyen,fakat başkalarının kavgasından para kazanan insanlardır.Sadece köşelerine oturup olup biteni seyrederek ve bahis oynayarak kimin galip geleceğini konuşan insanlardır.Sorunlara çözüm olamayacaklarını bildikleri için sonucun ne olduğunu önceden kestirebilen insanlardır.Savaşı başlatmamış fakat savaşın bitmesi için her hangi bir çaba göstermeyen insanlardır.Akıl ve mantığın ortak hareketi ile doğru ve yerinde verilen isabetli kararlara sahip olanlar her zaman kazançlı bir alışverişte bulunmuşlardır.Egolarını bir şekilde bastırmış bunun yerine ileri görüşlülük ve aydınlık gelecek için mücadele verilen zihinler boş ve amaçsız yaşayanlara hayatın aslında daha bitmediğini gösteren en büyük delillerdir.
FARKLI BİR TON…
Benlik;kişinin kendine verdiği değer,diğer bir ifade ile kendinde var saydığı fakat abartarak yüksek tarafta gördüğü değerdir.Her insan kendine özen gösterip değer verebilir.Bakımlı ve temiz olabilir,olmalıdır da.Yakışıklı ve ya güzel olabilir,alımlı olabilir.Kendine verdiği değeri ilişkilerinde de gösterebilir.Sağlıklı bir toplumun temel alt yapısını oluşturan tüm mizahlara sahip kişiler yetiştirilmelidir.Bunu devletin eğitim sisteminde psikoloji ve insan ilişkileri derslerinde ders olarak okutulması gerekir.Temelde verilen eğitim bireyler için daha kalıcı olacaktır.
Kişi kendine verdiği bu değerleri sağlıklı bir şekilde sosyal hayatına yansıtıp başarılı bir ticari ahlak ile gündeme geliyor ise,gerçekten başarmış sayılır.Ve saygı duyulur.Fakat bu özellikleri kendinden alt seviyedeki kişilere yansıtmadan dev aynasından bakarak alay etmeyi ve kibirli olmayı adet edinmiş ise o halde egosantrik denilen benlik hastalığına yakalanmış demektir.Ve acilen tıbbi tedavi gerektirir.Maddi kaynakların bolluğu,hayatın yükünün hafifliği,aileden kaynaklanan hafif ahlaklı yaşam tarzı,kişiyi manevi boşluğa sürükler.Ve bu boşluk neticesinde kişi benlik hastalığı ile yaşamaya başlar.Sonuçta psikolojisi bozuk ve empati yeteneğini kaybetmiş toplumlar genelde bu tarz yaşayan toplumlardır.Böyle olunca adaletin ve eşitliğin uygulanması da çok geç olur.
Batılı toplumların genel yaşam biçimi rahat ve lüks bir hayattır.Aile bağlarının zayıflamasına neden olan bu rahatlık ahlakta da yozlaşmaya ve duygusuz genç nesil yetişmesine sebep olur.Diğer taraftan okumanın da ne kadar önemli olduğunu anlatmak zorundayız.Bir sonraki yazımızda yeniden buluşmamız dileği ile bizlere mail gönderen okuyucularımıza teşekkür ederiz.