İdeal toplum yapısında,insanların en çok ihtiyaç duyduğu ve en çok hayıflandığı insani bir ahlak olan dürüstlük toplumda neredeyse yok denecek hale gelmiştir. Verdiği sözde durmayan insanların sarhoşluğu,bizlere her zaman ağır bir yük olmuştur.Söz vermek borç almak gibidir.Bu borcu ödemeyenler ağır bir yük altına daha girerler.
Toplumuzdaki ahlaki bozulmuşluğun altında yatan nedenlerden biri de bireylerin aç gözlülüğüdür.Bu örnekleri çoğaltmak elbette mümkün.Fakat, biz önemli olana odaklanacağız.Önem veren her bilgiyi değerlendirip,insan gibi yaşamanın,insan olmanın yollarını bulacağız.Söz vermenin borç almak gibi olduğunu söylemiştik.Fakat her söz tutulması mı gerekir?
Eğer vermeden önce kesin bir dil ile karşınızdakilere güven veriyorsanız,her ne olursa olsun o borç ödenmelidir.Eğer bu borcu ödeyemezseniz en azından bedelini verebilirsiniz. Ve karşı tarafa özür beyan ederek konuyu kapatabilirsiniz.Bunlardan birini kesinlikle yapmalısınız.Eğer yapmıyorsanız o zaman sizde çok ciddi kişilik bozuklukları vardır.Bu bozukluk virüs taşımak gibidir.Ve toplumda hızla yayılır. Çok eskilerden rehabilitasyon merkezleri vardı.Batılı bilim adamları bu kişilik bozukluluğunu gidermek ve ana nedenini araştırıp ortadan kaldırmak için bu yolu bulmuşlardı. Rehabilitasyon merkezleri kişilerin beyinlerini inceleyerek nasıl bir çalışma düzeni olduğu hakkında geniş bilgi veriyorlar.
Günümüzde dahi acınacak halde olanlar bu bozuk ahlak yüzündendir.Bu durumu toplumun şu anki yaşam şekline bağlamak ise ayrı bir insanlık suçudur.Çünkü insanlar okyanusun en altında yaşamanın yolunu buldular, dünyanın dışında uzayda yaşamanın yolunu buldular,fakat dünyada basitçe insan gibi yaşamanın yolunu hala bulamadılar.
Sadece güven meselesi değil toplumun her köşe meselesidir dürüst olmak. Esnafların biraz daha fazla kazanabilmek için malı yağlayıp piyasaya sürmeleri de ayrı bir örnektir.Tüm hayatımız boyunca dürüst olalım.Eğer dürüst olmazsak,verdiğimiz sözde durmazsak ve bunu da bir marifet gibi gösterirsek bakın ne olur.İlk başta şerefiniz ve haysiyetiniz elinizden gider,başkalarının oyuncağı,piyonu,maşası olursunuz.Daha sonra eşinizin ve çocuklarınızın da şerefiyle ve haysiyetiyle oynamaya devam ederler.Sizden sonra gelecek olan her nesil size beddua eder.Aynı durum onlar içinde geçerlidir.Fakat biz buna katlanabiliriz diyorsanız,sözümüzde durmamak ve bunun sonuçları bizi fazla ilgilendirmez diyorsanız o zaman yolunuz açık olsun.
Bir hadis-i şerif de şöyle der(Utanmadık dan sonra dilediğini yap).Bu benim en çok düşündüğüm hadistir.Çünkü burada resmen yol vermek vardır.Yani kısaca bir insanın felaketidir.
Düşünelim,tartışalım ve insan gibi yaşayalım.Teşekkürler.